Sevgili Stephen King, ama sen böyle kitaplar yazıp çıtayı arşa yükseltip, okurun hem tüylerini diken diken edip, hem şiddeti, korkuyu, sadizmi, mazoşizmi oluk oluk damarlarına zerk edersen bu gariban okur kendini normal hayatın içine nasıl montajlar. Normal mi dedim? Afedersiniz.
King evrenine hoşgeldiniz. Kemerleri bağlamayı unutmayalım lütfen. Stephen King’in kitapları benim için joker görevi yapıyor, ne zaman amaaan bırak şu kitapları elinden biraz, kafan sakızlı muhallebiye döndü mola ver okuma bir şey dediğim an kendimi bir King romanının içinde buluyorum. Böyle söyleyerek King’i küçümsediğimiz düşünmeyin asla, tabiri caizse kendime ödül maması gibi görüyorum bu kitapları.
Yazarın dili öylesine gerçekçi ki, dehşet dolu bir sahnede o kanların oluk oluk odanın ortasından aktığına şahit oluyorsunuz, seneler var ki “
O” kitabını okuyalı hala kitabın içinden kanların boşaldığı sahne gözümde canlanır, ya da
Medyum’da ki Jack Torence’ın elinde balta ile koridorda koşuşu, ya da
22/11/63 ’de Saide’nin Jack Epping ile dans ettiği gece. Bunlar asla hafızamdan atamayacağım sahneler. Bir romancının da bana kalırsa en sağlam özelliği okuyucuda, seneler sonra bile aklına gelen anlar yaratmasıdır. King bir çok romanında bunu adeta okurun zihnine kazımış durumda. “Penny Wice, Jack Torence, Jake Epping, Kedi Church, John Coffy, Carrie White, Annie Wilkes, Dan Torrence...” benim okuduğum ve aklımda kalan bazı karakterlerin adları. Bu karakterlerin hepsi romanda öyle güzel dizayn ediliyorki okur karakteri seneler geçse bile anımsıyor. (Benim hafızam bu konuda epey kötüdür ayrıca) ve Stephen King bu karakter dizaynının yoğun olduğu kitapları bolca korku, gerilim sosuna bulayıp önümüze servis etmeyi çok iyi beceriyor. Ben korku-gerilim dalında daha iyi bir yazar henüz okumadım.
Gelelim kitaba, burda King’in bir ustalığına daha vurgu yapmak istiyorum. Bu kitabın içinde ayrıca bir kitap daha yazılıyor, aynı Başlangıç filmindeki rüya içinde rüya katmanları gibi, kitap içinde kitap var. İsmindende anlaşılacağı gibi sadist bir karakterimiz var ve hayranı olduğu bir yazarı evinde alıkoyması ile olaylar gelişiyor. Bazı sahneler gerçekten çok rahatsız edici, hani ekrana bakarken iğrenç olduğu için gözlerinizi kapattığınız cinsten. Genel olarak kitabı çok beğendim. Korku-Gerilim türü meraklısına kesinlikle tavsiyedir. Misery ismiyle de beyazperdeye aktarılmış, bu da ufak bir anektod olarak dursun burda. Okuyacak arkadaşlara şimdiden heyecan dolu yolculuklar :)
SadistStephen King · Altın Kitaplar · 20194,544 okunma
Özellikle bu kitabı ve Ruhlar Dükkanı'nı çok merak ediyorum. Ruhlar Dükkanı 1 yıl önce Olcay abimden hediye geldi ama daha okuyamadım. Nasipse ilk onla başlayıp bu kitapla devam etmeyi düşünüyorum. Kalemine sağlık Ayşe abla, çok özledim şu bebeyi.
Valla Hakancım hiç bekletme demek istiyorum gerçekten efsane kitap olmuş :) çok beğenerek okudum bende çok özlemişim. Hakkını verecektir 😃 sağol canım.