Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Oradaydık ve Şimdi Buradayız; Bir Hobbit Hikayesi...
———————°———————°———————°——————— Tolkien kitaplarını hangi sırayla okumalıyız? Hazırlamış olduğum rehber için YouTube linkine bakabilirsiniz. youtu.be/QL9Jj27Voqo ———————°———————°———————°——————— Orta Dünya ile tanışmam kitaplar ile değil, Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi serisi ile olmuştu. İki binli yılların başlarıydı, yani 17-18 sene öncesi... Tüm seriyi sinemada izlemenin keyfi ise apayrı bir şölendi. Tabi ki filmi izlerken kitapta olup da filmde neler olmadığını ya da fazladan eklendiğini bilmiyordum. Sonraki yıllarda bu konuda fazlasıyla bilgilenmek bir kenara dursun, defalarca izlediğim için filmi ezbere biliyorum diyebilirim… Yüzüklerin Efendisi öyle büyük bir patlama yaptı ki, yıllar geçtikte artan baskılar ile Peter Jackson Orta Dünyaya geri döndü. Kitap severler ve sinema severler öyle büyük bir beklenti içine girdiler ki, Hobbit kitabın dışına çıkmış halde, zorlama olarak üç bölümle karşımıza çıktı. Yüzüklerin Efendisini defalarca izlememe karşın, Hobbit ben de bu etkiyi yaratamamıştı. Bu bölümden sonra fazlasıyla SPOILER vardır. Hem kitap hem de film karşılaştırması yapıp, Hobbit hakkında genel görüşlerimi sizlere aktaracağım. Hobbit, Tolkien'in devamını pek düşünmeden yazdığı bir kitaptır. Yayınladıktan sonra ilk baskını çabucak bitmiş ve II. Dünya Savaşı nedeniyle tekrar baskının durmuştur. Savaş bitince tekrar baskıya girmiştir. Hobbit'in basılıp basılmamasında ki karar, yayınevi sahibinin 10 yaşlarındaki çocuğunun okuyup beğenmesi üzerine olmuştur. Yani çocuklar için uygunluğu test edilip, onaylanmıştır. Kitabın devamını çocuk masalı üzerine isteseler de, Tolkien bu dünyayı yazmaya devam ettikçe, bu masaldan uzaklaşıp, ciddi işlere girişmiştir. Bütün karakterler daha sonra, hikaye ilerledikçe ortaya çıkmıştır. Frodo aslında Bingo'dur. Gandalf'ta büyücü değil, Hobbit'tir. Aragorn'da Hobbit'tir. Bunların hepsi yavaş yavaş değişmiştir. Tolkien bir eseri var etmek için defalarca kez düzeltme veya yeniden yazma sürecine girmiştir. Hobbit'in sonu aslında yayınevine gittiğinde yokmuş. Ejderha sonrası kitap orada kalmış. Son bile bu evreden sonra gelmiştir. Bu bilgi fırtınasını şimdilik bir kenara bırakalım ve okuyanları yormayayım. :) * Tolkien’in hayal dünyası o kadar geniş ki, her satırda bunu hissediyorsunuz. Tolkien çocukları için hayal dünyasını geniş tutmuş, onları heyecanlandıran bir çok hikaye yazmıştır. (Hobbit bir çocuk kitabıdır, çocuklar için basılmıştır.) Yaratmış olduğu bu evrenin asıl kaynağı da buradan geliyor. Oğlu için yazdığı masallar, büyük bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Unutmamakta fayda var ki, Tolkien eserleri yıllarca edebiyat dışı olarak görülmüş, daha sonralarda ise fantastik edebiyat olarak kabul görmüştür. Keza çizgi romanlarda bu konulardan fazlasıyla muzdarip bir alan olmasına karşın günümüzde ki yeri başlı başına milyarlarca dolarlık bir sektördür. Sinema evreni ise yıllardır ekmeğini yemekte ve yemeye de devam edecektir. Bu vesile ile Stan Lee’yi de anıyorum. (Yakın arkadaşı Lewis Narnia Günlüklerini yazmıştır. Hatta kendisinden esinlendiği söyler Tolkien.) Kitabın incelemesini film ile yapmak istedim. Film ile kitap arasında ne gibi farklar var, Jackson Tolkien’e ne kadar bağlı kalmış, ticari beklentiler yüzünden fazla kalın olamayan bir kitaptan nasıl 9 saatlik film çıktı, bu film talepleri karşıladı mı, kitaba ne kadar sadık kalındı. Öncelikle filmde olup, kitapta hiç olmayan ve sırf filmi uzatmak, ilginçleştirmek için neler eklenmiş buna bir bakalım. Tekrar edeyim bu bir incelemedir. =) İlk bilinmesi gereken konulardan biri Hobbit bir masaldır, çocuk masalıdır. Kitap ne kadar naif bir anlatım ve hafiflikle serüvenine devam ediyorsa, film de tersi olarak karamsar ve sert bir havada geçiyor. Filmde olan çarpışmalarında çoğunluğu kitapta yok, kitapta olanlarda filmde ki gibi değil. Bunun nedeni tamamen Jackson ve yapımcıların Yüzüklerin Efendisi filminin kaymağını yemek istemesidir. Ekrana çocuk filmi gibi bir Hobbit koyma şansları elbette yoktu. (Belki de vardı ama, Yüzüklerin Efendisini izleyen kitle pek bu durumdan hoşlanmazdı. Keza bu kitle Hobbit'i defalarca kez okumuş ve çocuk masalı olduğunu zaten bilmektedirler.) Öncelikle kitapta hiç kadın karakter yokken, filmde ise cücelerin gönlünü fetheden bir karakter çıkıyor karşımıza. Legolas’la birlikte, cücelerin kitapta öldürdüğünden daha fazla ölüm saçıyorlar. Galadriel kitapta yokken filmde var, tabi ki Yüzüklerin Efendisi seven bizler, bu sürprizi de sevmiştik. Yüzüklerin Efendisin de gönlümüzde taht kuran Legolas, ben Hobbit’te de oynarım, alın beni de kadroya demiş olmalı ki, Legolas Hobbit kitabında hiç yokken, filmde yine karşımıza çıkıyor. Tabi ki seviyoruz sevgili Legolas’ı… Elf gözleri çok iyi görmesine karşın, kitapta ise Bilbo’nun yani Hobbitimizin gözleri çok çok iyi görüyor. Kitapla film arasında ki farklardan biri. Kitapta yolculuk esnasında Orglarla bir çatışma, kapışma, dalaşma yokken, filmde fazlasıyla var. Dediğim gibi, kitap bir masalken, film karanlığın dağlarında geziyor… Filmde Azog üzerinden bir bolca org’lu savaş var. Halbu ki Azog yıllar yıllar önce kellesi uçmuş bir karakter ama filmde ise azılı düşman karakterimiz oluyor. Tamamen duygusal açıdan, senaristler tarafından filme entegre ediliyor. Bilbo Baggins’in taşıdığı güç yüzüğü filmde fazlasıyla giz içinceyken, kitapta ise ana karakterler tarafından bilinen bir obje. (Bu yüzük, Yüzüklerin Efendisinin oluşmasında büyük etken olacaktır.) Bilbo, Cüceleri Orman Elflerinin elinden kaçırırken, cüceleri koyduğu fıçılar var. Bu fıçıların içinde ki cüceler, varacakları yere kitapta sessiz sedasız giderken, filmde ise keyifle izlenecek bir şölen ve karmaşa ile yolculuklarına devam ediyorlar. Bunun gibi birçok konu kitapla film arasında değişkenlik gösteriyor. Bir kitabın aslına sadık kalınması gerekir mi sorusuna net bir cevap vermek zor iştir. Özellikle Tolkien’in yazdığı bir kitabı, olduğu gibi beyazperdeye aktarmak kolay iş değildir. Keza Yüzüklerin Efendisi filminde, kitaba göre çok eksik sahne vardır ve bunların çekilmesi zaten kolay iş değildir. O yüzden de filme eklenmemiştir. Kitabın masalsı havası, film ile birlikte yok oluyor. Daha ciddi ve savaşın kol gezdiği bir hikayeye dönüşüyor. Kin ve nefret filmde haliyle daha fazla iken, kitapta bu durum çokça az. Kitapta fazlasıyla bahsedilen karakterlerin bazıları yokken, hiç olmayan karakterler filmde var. Bu ayrımı bir kenara bırakıp, kitap hakkında konuşacak olursam; Kitabın okuru sıkmadan, masal havasında ilerlediğini ve her bir karakteri kafanızda canlandırabilecek bir anlatıma sahip olduğunu belirtmek isterim. Zora kaçmayan, çokta kolaycı olmayan bir anlatıma sahip. Okurken kesinlikle sıkılmıyorsunuz ve merak ederek bir sonraki sayfaya geçiyorsunuz. Filmi izleyenler kitabı okuduğunda hem farkları görüyor hem de daha iyi bir analiz etme şansını yakalıyor. Bir kitabın önce filmini izlemek çoğu zaman kitabın okunmamasına vesile olsa da, kitaplara şans verilmesi taraftarıyım. Çünkü ekrana yansıyan kısım sınırlı olurken, kitapta ki kısım okuru hayal gücünün sınırlarını zorlayacak şekilde yolculuğa çıkarmaktadır. Game Of Thrones’u izledim, finalini de hiç yeterli bulmamama rağmen, yeni çıkmış olan kitabın ciltli resimli baskısını aldım. Her bir kitap 800 küsür sayfadan oluşmasına karşın, 30 sayfa okuduğumda anladım ki, okumam dediğim kitap, okumadığım için pişmanlık yaratacakmış ben de. Kesinlikle okunmalı ve o dünyaya okuyarak tekrar gidilmeli. İncelemeyi toplayacak olursam; Tolkien’in hayal gücü insanı mest ediyor. Yarattığı dünyada başka bir gerçekliği yaşamak, çok keyifli. Hobbit, Tolkien'in çevresinden ortaya çıkmıştır. yakın arkadaşlarından, ingiliz halkından, evinden ve daha önce okuduğu bir kaç fantastik kitap ve tabi ki dil bilim konusundaki araştırmalarından. Çoğu edebiyat okurunun fantezi edebiyattan kaçtığını söylemek abartı olmaz sanırım. Herkesin sevdiği bir tür vardır, buna diyecek lafım elbet yok ama kitap dediğimiz şey, sadece klasik veyahut modern edebiyattan ibaret değildir, hem de hiç değildir. Türü edebiyat olan veya olmayan her türle kitap okuyucusunun tanışması gerekmektedir diye düşünüyorum. Son olarak; Hobbit filmi kesip biçilerek, MAPLE FILMS tarafından 4 saatlik özel bir edisyona kavuşturuldu. Filmin uzaması için kullanılan sahnelerin kesildiği ve kitaba daha uygun hale getirildiği için, bu versiyonunu kesinlikle izleyiniz. Buraya bilerek link koymuyorum, sizler Google üzerinden söylediğim içeriğe rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Tolkien okumadan bu dünyadan göçüp gitmeyin, okuyun, araştırın ve bu dünyanın sadık bir askeri olun. :) * Kitap uyarlaması fazlasıyla film var. Bazı filmler kitapların üzerine çıkarken, bazı filmler ise kitapların altında eziliyor. Özellikle Fantastik veya Bilimkurgu filmleri yazarın hayal gücünün çok altında kalabiliyorken, bazen de gelişmiş CGI Teknolojisi sayesinde senaryolar kötü de olsa görsel efekt olarak çok iyi olabiliyor. Fahrenheit 451 kitabına yapılan uyarlamalar hiçbir zaman iyi olmadı mesela. Kitabın altında ezilen filmler oldular. Sizce kitap okuyanlar mı, yoksa film izleyenler mi daha keyif alırlar bu işten. İkinci sorum ise, kitaplardan uyarlanan filmleri izleyip aynı zamanda uyarlandığı kitapları da okuma isteğiniz oluyor mu? Yoksa ikisinden biri yeterli mi diyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyor olacağım... Minik Hobbitimiz ile birlikte Orta Dünyada sizlere Keyifli Yolculuklar, keyifli okumalar!
Hobbit
HobbitJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 201913,9bin okunma
··
514 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
İyi geceler,ve eline sağlık:) Hobbit, yüzüklerin efendisinin aksine çocuklar için yazılmış bildiğim kadarıyla. Ama Tolkien'in yarattığı ırklar/karakterler kitabın kapağını hayli aşınca farklı bir şey yapmaya karar vermiş adam ve fantastik edebiyat doğmuş. Kitap+ türkçeye çevrilmesi filan efsaneydi zaten. Peter Jackson'ın filmi de o zamana kadar yapılan en iyi fantastik / BK uyarlamalardan biriydi. Bunun ana sebebi yönetmenin sıkı bi Yüzüklerin Efendisi fanı olması ve bu film serisinin hayatının amacı olmasıydı. Hobbitde tabii ticari kaygı vardı biraz. Sorularına gelirsek, kitap mı film mi. Şöyle bir inanış var eskiden beri gelen, hiç bir şey senin hayal gücünün yerini tutamaz, bu yüzden kitapta hayal etme imkanın daha fazla, filmlerde sana verilen karakterlere ya da çevreye göre biçimlendiriyorsun dünyayı. Haklılık payı var, vardı demek daha doğru. Çünkü eskiden daha çok para kaanmak için teknik insanlar bu film işine giriyorlardı. Şimdi okuyan , zeki, hayal gücü gelişmiş, ve özellikle filmini yapacağı kitaba saygı duyan, hatta hayran olan insanlar bu işleri yapmaya başladı. En az bunun kadar önemi başka bir şey de teknolojinin gün geçtikçe ihtiyaca cevap vermesi. Zaten bu tüzden bilimkurgu, fantastil ve çizgiroman uyarlamaları bu kadar arttı. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim sanırım, en azından yüzüklerin efendisi için Peter Jackson'ın çektiği film de en az orijinal kitap kadar tatminkar. Peki Suç ve Ceza'da ne yapacağız. Ondaki derinliği bir yönetmen bize verebilir mi? Şöyle diyebilirim sanırım, kitabı okumuş işinin ehli bir yönetmenin, kitabı anlama konusunda benden daha vasıfsız olduğunu kim iddia ediyor, ille benim düşündüğüm Raskolnikov mu gerçeğe en yakın olan? Neyse , işte iyi kitaplar ve kötü filmler var çoğunlukta olan, Otostopçu gibi, 1984 gibi ya da Da Vinci Şifresi gibi. Uyarlandıkları kitapların hakkını tam olarak veremese de izleyiciyi tatmin eden filmler var -bunlar kitap okuma isteği uyandırıyor genellikle- Harry Potter, Millennium Üçlemesi ya da Sefiller uyarlaması gibi -müzkal değil:)- Uyarlandıkaleı kitabın hakkını veren okuması da seyretmesi de zevkli filmler var, Yüzülerin Efendisi gibi, Dövüş Kulübü gibi, the shining gibi. Bir de filmin gerisinde kalmış, filmden sonra öğrendiğimiz kitaplar var, Otomatik Portakal, Baba ya da Amerikan Sapığı gibi. Yani göreceli kısaca. eskiden olduğu gibi kesinlikle kitap ön plandadır diyemiyor insan. Netflix'in Lemony Snicket serileri kirapların her türlü ayrıntısını gerçekten üstdüzet bir kalitede veriyor izleyiciye. Film izledikten sonra hitabını okumaya gerek var mı olayı da göreceli aslında. Zeki Demirkubuz'un yeraltı filmini izledikten sonra Dostoyebski okumak kesinlikle alacağımız zevki katlarken, Gone Girl'fen sonra kitabını okumaya gerek yok bence. Tıpkı Hobbit'e bir faha girmeye gerek olmadığı gibi bence:) Hem okunacak milyonlarca kitap seyredecek bir o kadar film var , neden tekrar edelim ki bazı şeyleri. Kafa karıştırma maksatlı klasik yorumumu burada bitirirken , yakın zamanda Yüzüklerin Efendisi incelemesini bekliyor ve mutluluklar diliyorum.
Murat Ç okurunun profil resmi
Erhan abi öncelikle geç cevap için kusuruma bakma, anca fırsat bulabildim. :) Hobbit çocuklar için yazılmış evet. Zaten çocuğuna masallar yazarken, iş bu raddeye gelmiş. Hayal dünyasını o kadar geniş tutmuş ki, ortaya çıkan eser devasa bir evrene dönüşmüş. Hobbit için çok ayak diredi Jackson. O dönemlerde yerli yabancı birçok yayın takip etmiştim. Yapmak istiyor ama Yüzüklerin Efendisi sonrası baya bir çekince var. (Sevenlerinin aksine LOTR eleştirileri de fazla tabi.) Hobbit ise o kadar uzun olmayan ve çokta derinliği olmayan bir eser. Çekince buradan kaynaklı da olabilir. Gone Girl gerçekten iyi çekilmiş bir film ve filmden sonra kitabını okumak pek gereksiz olabilir. Mesela son zamanlarda okuduğum Ölü Ozanlar Derneği’ni de filmini izledikten yıllar sonra okumuş oldum. Ben de kesinlikle eksi bir durum yaratmadı keyifle okudum. Tek fark, kitap çevirisi ile filmin dublajının farklı, ama altyazının aynı olması. Yorumunu keyif alarak okudum. Millennium serisini izledim, daha sonra kitaplarını aldım. Daha okumadım ama yine ben de ters etki yapmayacaktır biliyorum. Ben bu okuma şeklinden keyif alıyorum diyebilirim. Bu arada Trainspotting’i de film sonrası okumuştum ve muazzam keyif almıştım. Tamam şunu kabul etmekte fayda var tekrardan, ben seviyorum film sonrası kitap okumayı. Film ve kitaba göre de elbet değişir. :)) Teşekkür ederim keyfince yazdığın bu güzel yorum için. :)
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Kitap hayal gücünü geliştirir, tek bir duyuya bağlı değildir. Filmi izlediğimiz zaman ise hem görsel hem işitsel olarak bir kazanım elde etmiş oluruz. Bence ikisi bir arada olmalı. Çoğu film kitabı olduğu gibi aktarmıyor ama aktarsa daha mı iyi olurdu? Her ne kadar kitabını okuduğumuz bir eserin filmini veya dizisini izlerken "aa şu bölüm kitabın olmazsa olmazıydı" düşüncesi ile göremediğimiz sahnelere hayıflansak da sinema bir sanattır ve sanatın hiçbir şekilde kısıtlanmaması gerekir. Bir kitaptan uyarlama hikaye almış olsa bile.. Önce filmini izledikten sonra kitabını okumayı ertelediğim kitaplar var Dövüş Kulübü gibi.. Ama mutlaka okurum, ikisinden birini yeterli görmem ben. Yakın zamanda Hobbit i ben de okumuştum, film serisini izlemeden inceleme yazmadım kaldı öyle:) Yüzük Üçlemesini daha önce okuduğum ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen Tolkien in kurduğu o dünyanın etkisi bende hala devam ettiği için bu kitap bana fazla sıradan geldi, bilemiyorum.. Tamam çocuk kitabı olarak tasarlanmış falan da ilk bu kitabı okusaydım filmler de olmasaydı diğerlerini okumaya yeltenmezdim gibime geliyor.. Yine de Orta Dünya mı Orta Dünya, o evrenin içine girebildiğimiz her şey bize uyar:) Çok uzun olmuş yaa, incelememi buraya yorum olarak mı yazsaydım acaba:D
Murat Ç okurunun profil resmi
Hobbit, Yüzüklerin Efendisi karşısında fazlasıyla çocuksu kalıyor. O yüzdendir ki Hobbit filmini kitap dışına çıkarak çektiler. Stephen King in hayranı çoktur mesela. Kitapları da fazlasıyla sevilir... İşin ilginç yanı 2019 yılında çekilmiş Hayvan Mezarlığı eh işte denecek seviyede bana göre. Geçmiş yıllarda çekilmiş olanlarda pek beğenilmedi zaten. Dövüş Kulübü nün hem kitabı hem de filmi ayrı ayrı güzel. Kitap daha ayrıntılı olduğu için daha güzel denebilir. :)) Zaten sırf Orta Dünya özlemi çektiği için insanlar gitti o filme. İncecik kitap yahu. 3 film çıkmaz. 3 saatlik 3 film normalde hiç çıkmaz. :)))
Hatice okurunun profil resmi
Gelişim ile güzel bir inceleme karşıladı beni.. İlk olarak sorulara cevap verecek olursam benim kesin okuduğum kitabın bir filmi var mı uyarlaması veya herhangi bir şey var mı bilmiyorumdur kesinlikle çok sonra öğrenirim ama bilmişte olsam ilk önce okumayı tercih ederim çünkü izleyip okumayı tercih edersem sürekli bir şeyleri biliyormuşcasına şu olacaktı bu böyleydi dercesine yaşayacağım o ânı ama okuyup izlediğim takdirde film uyarlamalarında illa ki bi olanın dışına çıkma veya farklılıklar olacağı için bilinmezlik duygusu oluyor. Ve Hobbitten önce yüzüklerin efendisi ile başlamak istiyorum doğru mu bir karar bilmiyorum yüzüklerin efendisini tvden izledim çok seneler önce ama kitabı yaşamak güzeldir. Ve son olarak güzel yorumun için teşekkür ederim. :)) çok mu konuştum :!
Murat Ç okurunun profil resmi
Benim de varlığım ile yokluğum birdi, hoş geldin! :) Genel olarak sıralamayı şu şekilde yapıyorlar; geekcrank.com/orta-dunya-kita... Ben de bu sırada okuyacağım için sana örnek olsun diye attım. En değişik kitap Silmarillion olarak öne çıkıyor. İçerik olarak geniş bir okadar da okuru yoran bir kitap. Keyfin nasıl isterse öyle oku. Tabi yüzüklerin efendisinin başlangıcı Hobbit'in bittiği yerden başlıyor. Geçmişi bilmek adına Hobbit ten Yüzüklerin Efendisine geçmek daha mantıklı duruyor. Yapılan yorumlarda herkes önce kitap sonra film diyor. Demek ki sonunu bildiğiniz şeyi çok okuma taraftarı değilsiniz. :) Az konuştun, ne çok konuşması. :))
3 sonraki yanıtı göster
Sezen B. okurunun profil resmi
Yüzüklerin efendisini baştan sona hiç izlemedim nedense çekmedi beni ama Hobbit'in tüm serisini DVD olarak alıp evde defalarca seyrettim. Kitabı okuduğumda beni hayal kırıklığına uğratan film değil kitap oldu. Zevk meselesi diyeceğim ama film benim için en sevdiğim filmler içinde gerek film müzikleriyle, gerek oyuncularıyla, gerek kurgusuyla ilk 10'a girer. :) Ben genelde okuduğum kitapların sonradan filmlerini seyretmeyi daha keyifli buluyorum. Hobbit'te kitabın varlığını bile bilmeden filmini seyretmiştim. Ama genelde kitaplardan esinlenerek yapılan filmleri başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Soruna gelince ben önce kitap okunmalı sonra da filmi izlenmeli diyenlerdenim. İkisinin de verdiği zevkler bambaşka çünkü. Emeğine sağlık bu arada senin fikirlerini okumak da güzeldi. :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Öncelikle Hobbit izleyip, kitabı okuyan insanlarda senin durumun oluşması çok doğal. Kitap çok gerçekçi bir orta dünya sunarken, kitap masal anlatıyor. Yüzüklerin Efendisi filmi aslında kitabın sağlam okurları yanı fanları tarafından çok sevilmiş değildir. Daha çok film olarak bakıp ve orta dünyayı seven insanların çok sevdiği bir filmdir ama ne olursa olsun yeri ayrıdır. Hobbit'ten de iyidir yahu '!! :))) Bazen bilmeden filmi izlenen kitap uyarlamaları var. Daha sonra aaa kitabı varmış diyorsun. :) Ne demek yorumun için ben teşekkür ederim. Bayadır inceleme yapmıyordum, uzak kaldım buralardan herkesler küstü mü yoksa bana... :))
2 sonraki yanıtı göster
Betül okurunun profil resmi
Bence yerine göre her ikisinden de keyif alınabilir. Genelde ilk kitabını okurum. Kitabı çok seversem filmini izlemek için kitabı özlemeyi beklerim. Hemen izleyince gerekenden fazla ya da az hayal kırıklığına uğrayabiliyorum. Yüzüklerin Efendisi' nde ise farklı bir yol izlemiştim. İyi ki de öyle yapmışım. İlk filmini izledim ve bayıldım. Yıllar sonra kitabını okudum. İlk kitabını okusaydım sanırım hayal gücüm çok zorlanacaktı. Ve çoğu şeyi anlamayacaktım. Böylece kitap benim için daha zevkli hale geldi. Tabi kitabı okurken filmdeki eksikliklerden dolayı kitabın daha güzel olduğunu düşünüyorsun. Daha sonra kitabın hemen arkasından filmi tekrar izledim. Eksiklerini fazlalıklarını çok net farketsem de yine de çok iyi bir yapım olduğunu inkar edemem. Hobbit' i de ilk film olarak izledim. Lakin Hobbit te aradığımı çok bulduğumu söyleyemem. 2. filmde uyuyakalmıştım. 3. film çok hoştu fakat dediğiniz gibi kitabın ruhuna uymadığını okuyunca fark ediyor insan. Sonuç olarak duruma göre farklılık gösterebiliyor.
Murat Ç okurunun profil resmi
"Yıllar sonra kitabını okudum. İlk kitabını okusaydım sanırım hayal gücüm çok zorlanacaktı." Bu tarz kitaplar için çok önemli bir etken. Film tabi ki bu konuda fazlasıyla yardımcı olmuştur. :) Hobbit filmi bazı izleyicileri kendine çekse de konuya hakim ya da Yüzüklerin Efendisi sevenleri pek kendine çekemedi. Bu yüzden de aynı etkiyi gösteremedi. Bu evrene sadık kalıp, aynısını işlemek zor iş olsa da yine de ellerinden geleni yaptıkları ortada. Yorum için teşekkür ederim. Duruma göre farklılık gösterdiği konusunda da haklısın.
1 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Genellikle kitaplar filmlerinden (senaryolaştırılmış hallerinden) daha iyi oluyor. Yüzüklerin Efendisi, Kuzuların Sessizliği, Anna Karenina gibi bazı filmler istisna. Fahrenheit 451 kitabının başarısı filmine hiç yansımamış örneğin. “Okuyanlar mı, yoksa film izleyenler mi daha keyif alırlar bu işten?” Bana göre bu kitaba ve filme göre değişir. Genelleme yapamadım. Ancak bazı başarılı eserleri teknik olarak perdeye aktarmak hüsranla sonuçlanabiliyor. Kitaplardan uyarlanan filmleri özellikle merak edip izlemek isterim. Uyarlandığı kitapları da. Sonuçta beyaz perde açısından edebiyat iyi bir kaynak. İnsanı eve hapsedip uyuşturan bunca kifayetsiz dizinin deli gibi takip edildiğini düşününce, kitabı da okumak filmini de izlemek bundan yeğdir.
Murat Ç okurunun profil resmi
Watchmen
Watchmen
filmi ile kitabı birebir uyumlu mesela. Bu kadar benzer çekilebilmiş bir film var mıdır bilmiyorum. 451'i bir çok başarılı yapıma da sahip olan HBO yapmasına rağmen altından kalkamamış. Tabi 451 in içinde birden fazla öykü var ve HBO ilk yazılan 451 i baz alarak yapmıştı. Her ikisinin yeri de ayrı bence. Bazen dediğim gibi çok kötü bir uyarlama dahi yapılsa insan sırf kitabı sevdiği için keyifle izliyor.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar Derneği
de başarılı bir uyarlamadır.
Ayşe* okurunun profil resmi
Murat eline sağlık :) Sorduğun soruların bence net bir yanıtı yok, sonuçta görecelidir, belki ben okuyarak tatmin olurum, belki sen izleyerek, zevk meselesidir. Tabi ki kitapta çok daha fazla detay olduğu için kitabını okumaya öncelik gösteririz. Bizim jenerasyonun Yüzüklerin Efendisi serisi için pek vakti olmadı bunu düşünmeye bence. Direkt filmi izledik bir çoğumuz, ki filmin ne kadar başarılı olduğunu çekildikten 15 sene sonra hala açıp açıp izlememizden varın siz anlayın işte. Hobbit tamamen hayal kırıklığıydı benim için, LOTR’e saygımdan onu da izledim ama muhtemelen tekrar izlemem. Kitapları okuyup okumamak konusunda kafam çok karışık. Hem okumak, hem okumamak istiyorum. Objektif bir okuma olmayacak, Legolas deyince aklıma Orlando Bloom gelecek ben bundan pek hoşlanmıyorum. Burda okuyanları gördükçe bi heves başlamak istiyorum sonra gene kalıyor :D Bu şahane evreni yarattığı için Tolkien’e ne kadar teşekkür etsek az. Bu vesileyle tekrar anmış olduk, tekrar emeğine sağlık.
Murat Ç okurunun profil resmi
Kesinlikle direkt filmi izledik. Zaten ülkemizde ki ilk basım yılı bile o kadar erken değil. LOTR çekilmesinin üzerinden ne kadar yıl geçerse geçsin, yeri her zaman apayrı olacaktır. Hobbit benim içinde daha fazlasını beklediğim ama beklediğimi bulamadığım bir yapım oldu. Tek tesellisi orta dünyaya geri dönmek olmuştu. GOT'un çizgiromanını okumaya başladım bir ara sonra bıraktım. Dizide ki karakterlerle, çizgiromanda çizilen bambaşka tipler ve zihnime pek oturmadı, sonrada bıraktım. Hobbit okurken illaki karakterlerin gerçek halleri aklıma gelse de arada bir kafamdan bir çok yüz oluşturdum. Özellikle cücelerin hepsinin ismi ile hatırlamak zor ve hepsine kendi hayal gücümde bir tip yarattım. :) Açıkcası film sonrası kitap okumak ben de kötü bir etki yaratmadı. Dövüş Kulübünü de o şekilde okumuştum yine olmamıştı. Ben de ters etki yapmıyor sanırım. Tolkien'e saygı ve sevgilerimizle. Geç cevap için kusuruma bakma, çok yoğunum. Teşekkür ederim bu güzel yorumun için. :)
Kaan okurunun profil resmi
Öncelikle güzel bir inceleme olmus, emeğine sağlık Murat. Sorulara gelecek olursak ikinci sorudan başlayayım; benim her ikisine de isteğim oluyor. Yani bir eserin hem kitabını okumak hem de filmini izlemek istiyorum. Hatta bunlar birbirini teşvik ediyorlar gibi geliyor bana. Buna ek olarak benim gördüğüm kitabıyla en uyumlu film Ölü Ozanlar Derneği'ydi. Fantastik eserlerin sinemaya aktarılması ve önce filminin izlenmesi bence daha iyi gibi geliyor. Çünkü fantastik dünya başka bir dünya ve insana çok yabancı gelebiliyor ve haliyle o dünyanın içine girmekte zorlanabiliyor. Mesela Silmarillion kitabını okurken bunu çok yaşadım. Ancak Yüzüklerin Efendisi üçlemesini okurken bunu hiç yaşamadım, çünkü üçlemedeki karakter film sayesinde zihnimde cisimlesmis bir şekildeydi. İlk soruya gelecek olursak fantastik kitap özelinde en büyük keyfi hem filmini hem kitabını okuyan yaşar, bu ikisi bir nevi birbirini tamamlıyor gibi az önceki nedenlerden dolayı.
Murat Ç okurunun profil resmi
Okuduğun ve yorumun için teşekkürler Kaan. :) Ölü Ozanlar Derneği çok uyumlu, Watchmen filmi de tam uyumlu mesela. Sadık kalmak zor iş. Birincisi biraz daha fazlasını katmak istiyor yapımcı ya da yönetmen, senarist vs. Sonuçta gişeye oynayacağı için oluyor bu.. Dediklerine katılıyor ve hislerini paylaşıyorum. Silmarillion zor iş. Derli toplu bir metin değil ayrıca her şeyin kökeni. Defalarca söyledim bu aralar ama yapacak bir şey yok. :) Mesela önce izlemek bazı okurların hoşuna gitmiyor. Sinema için yaratılmış karakteri hayal edştor ya bu sefer, kendi hayal gücünün sınırlandığını düşünüyor. Ben GOT'un çizgi romanını okuyamadım mesela, karakterler tipleri değişik çizilince beni sarmadı, sonunu bilsekte kitabı sarıyor o ayrı. Gerçi Martin başka son yazarsa şaşmam. Teşekkür güzel yorumun için. :)
Mert Öncel okurunun profil resmi
Hobbit ile girip beğendiyseniz devamı da çok güzel gelecektir :) genelde insanlar Hobbit'i sıkıcı bulup diğer kitaplara sans vermiyor. Ellerinize sağlık, iyi okumalar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.