Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
"The Shinning" Efsane mi? Kestane mi? Hadi Bakalım...
Bir kitap düşünün ki, orijinal adı kitaba “Medyum” filme “Cinnet” olarak çevrilsin, bir kitap düşünün ki iki dehayı yani Stanley Kubrick ve Stephen King’i birbirine düşman etsin. Bir roman uyarlaması düşünün ki, kitap ile filmin arasında Hobbit Köy ile Mordor kadar fark olsun. Çeviri farklılığından dolayı ben kitabın adını telaffuz ederken orijinal adını yani “Shinning”i kullanacağım bilginiz olsun. UYARI, Spoiler’ın kökünü kazıyacağız bu incelemede. O yüzden bunu hesap ederek okumaya devam etmelisin. Bakıyorum ki, okumaya devam ediyorsun, o zaman başlayalım… UYARI 2 (İKİ), bu kitaba ve filme eleştirisel yorum çok az bulursunuz. Google’a yazın mükemmele ermiş bir kitap ve film bulacaksınız. Bu incelemede bol keseden BAŞYAPIT ve KÜLT kelimelerini bulamayacaksınız… Öncelikle başlangıç olarak film ile kitap arasında fazlasıyla fark olduğunu, sonunun dahi farklı olduğunu bildireyim. Filmde olup, kitapta olmayan bolca sahne var ama film kitabın yanında sönük kalıyor bunu bilmenizde fayda var. Ben “Shinning”i izleyeli rahat 10 yıl olmuştur. Stanley Kubrick sever bir insan olarak filmi o zaman yeterli bulmuştum. Özellikle çekildiği yılı düşünürsek başarılı dememek için bir seçeneğiniz kalmıyor(du) açıkçası. İlk izlediğimde “Danny Torrance”i oynayan Danny Lloyd’un ve “Wendy Torrance”i oynayan Shelley Duvall’in çok yanlış bir seçim olduğunu düşünmüştüm. Çocuklar genellikle iyi roller yaparlar ama “Shinning”’in Dany’sini pek yeterli bulmamıştım lakin en büyük hayal kırıklığı “Wendy Torrance” rolüydü. Çok kötü bir oyunculuk, aşırı abartı, mantıksız sallanmalar ve psikolojik gerilim yerine, eğreti bir rol yapma oyunu. Çok başarısız bulmuştum… Kitabı okurken, Netflix üzerinden “Shinning”i de bölüm bölüm izlemeye başladım. Ve ilk film hakkında ne düşündüysem, on kat daha kötü yorumlar yapmaya başladığımı gördüm. “Jack Torrance”e hayat veren Jack Nicholson tam anlamıyla rolünün adamı olmaya çalışmış, geri kalan oyuncular çokta hakkını verememiş bu net olarak gözüküyor. (Bu arada King, Nicholson’ın oyunculuğunu da beğenmemişti.) Özellikle eski Amerikan yapımı filmleri izleyen izleyicilere şunu da söylemekte fayda var ki, Stanley Kubrick’te olsanız, Alfred Hitchcock’ta olsanız, özellikle 90lar öncesi Amerikan hükümetinin ve halkının bağnazlığı yüzünden sinemada özgür değildiniz. Özellikle kanlı sahneler, cinsellik içeren sahneler, siyahi oyuncular vs filmin protesto edilip, gişede çakılması için yeterli nedenlerdi. Sonlarda iş değişti tabi, birden Amerika özgür bir ülke imiş havasına bürünüldü. Algıda öyle bir oynadılar ki, insanlar Amerikan halkının bağnazlığından bihaber oldular. Biraz hatırlamak isterseniz,
Howard Zinn
Howard Zinn
‘in
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız Olamazsınız
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız Olamazsınız
kitabına yapmış olduğum incelemeyi okuyabilirsiniz. ->> #38969673 Konuyu dağıtmadan hemen geri döneyim… “Shinning” yazıldığı yıl ve film olarak uyarlandığı yıllara bakıldığında iyi örnekler olabilirler lakin, bu eserler günümüzde hala en iyi kitap ve filmler arasına giriyor ve hala okunuyorsa, 2019 üzerinden bir bakışı da hak ediyor demektir. Sonuçta yorumlayabileceğimiz şey bir tarih değil, gerilim romanı. Ondan önce yazılmış nice bilimkurgular, distopyalar var ki, kendisinden daha ürkütücü. O yüzden 1977 yılını teknik ve düşünsel imkansızlıkların olduğu bir yıl olarak görmemekte fayda var. “Shinning” konusu itibariyle başarılı bir gerilim romanı mı? Evet. “Shinning” içerdiği öğeler itibariyle, yazıldığı yılda göz önüne alınarak yorumlandığında, fikir üretme bakımından ve okura yeni bir şeyler verebilen bir roman mı? Evet. “Shinning” 400 sayfalık bir kitap olmayı sonuna kadar hak ediyor mu? (Bence) Hayır. “Shinning” kitabı ile filmi aynı paralelde mi ilerliyor? Hayır, sonları bile farklı. “Shinning” okuru sıkmadan, onu boğmadan, sürekli bir sonraki sayfayı merak ettiriyor mu? (Bence) Hayır. “Shinning” filmini izleyen, romanı okumasa olur mu? Hayır, olmaz. Kitap filmden çok daha güzel olmakla birlikte, film Kubrick kitap King eseridir. Kubrick kendi “Shinning”ini yaratmıştır. King ile de düşman olmuşlardır. “Shinning” filmi, kitabın hayal gücüne yaklaşabilir mi? Hayır ama; Kubrick’te kendi yeteneğinin ötesine geçerek muazzam sahnelere imza atmıştır. Filmi izlerken sadece film olarak değil, teknik detaylarına da bakmayı denerseniz, bu söylediğimi anlayacaksınız. (King bu çekimleri de beğenmemeiştir.) “Shinning” insanın uykusunu kaçıracak cinsten bir roman mı, yoksa abartılıyor mu? (Bence) uyku kaçıracak cinsten bir kitap ya da film olmamakla birlikte, çok daha iyi kitap ve uyarlamalar bulunmaktadır. (İzlemediyseniz Netflix yapımı psikolojik gerilim olan “The Haunting of Hill House”a bir bakın derim. Kitabı hakkında olumlu yorum az ama dizi beğenildi.) Stephen King’in bütün uyarlama filmlerini izledim. İzlemediğim yok. Birçoğu zaten başarılı uyarlamalar değil biliyorsunuz. Özellikle yeniden çevrilen “O” iyi bir izlenim bırakabildi ve devamı geliyor. “Hayvan Mezarlığı” yeniden çevrildi ve bir şeyler eksik gibi geldi bana. Film aceleyle çekilmiş, birileri bir yere yetişiyormuş gibi gelmişti bana. Supernatural’ın sıradan bir bölümü gibiydi. King’in esin kaynağı yazarları oldukça kuvvetli isimlerdir. Yani hayal gücüne destek olarak çok sağlam bir alt yapıyı kullanmaktadır. Nathaniel Hawthorne, Edgar Allen Poe, HP Lovecraft gibi. Bu yüzden midir bilinmez ama neredeyse her yıl bir kitap çıkarabiliyor. Hatta J.R.R. Martin bu konuyla ilgili nasıl yapıyor bilmiyorum ama her yıl bir kitabı var diye hakkını teslim ediyordu. Kendisi de “Buz ve Ateşin Şarkısı” serisinin devam kitabını hala çıkaramayarak bir rekora koşmaktadır. Kaç yıl oldu yahu? Neyse… King’i sevenler var sevmeyenler var. Bu zaten normal bir şey, her şeyin bir seveni ya da sevmeyeni var. Art niyetli sevmeyeni de var, olduğundan daha fazlasını vermek için ciğerini paralayanda var. Bir yazar sürekli çok satanlarda olup, sağlam bir kitle oluşturduğunda, onun kitabını okuyup, beğenmeyen insanların olumsuz yorum yapmaktan çekindikleri oluyor. Bunun nedeni, ya kendilerinde bir sorun olduğunu düşünmeleri ya da kara koyun olmak istemedikleri içindir. Öyle okurlar vardır ki, yazardan daha çok kitabı savunur mesela, bu durumu anlamak mümkün olmamakla birlikte, çok film izleyenler yani sinefiller de bir filmi yüceltmekte çok başarılı olurlar. Aynı fikirde değilseniz, topla tüfekle sizin karşınıza çıkarlar. İnsanlar bu tepkiler yüzünden sevmedikleri şeyleri dile getirmekten çekinirler… Ben “Shinning” okurken bir ara kitabı duvara atmak istedim, TV’nin ekranının tam ortasına kafa atıp, kafamı diğer tarafa çıkarmak istedim, belki de kitabı yemek bile istemiş olabilirim, o kısmı tam hatırlamıyorum. Öyle gereksiz bir anlatımla karşılaştığım yerler vardı ki, kitabın devamında gram bir işe yaramadı, faydası olmadı. İşte bazı okurlar, bu kısımları ya hatırlamıyor ya hatırlamak istemiyor, ya da gerçekten işkence çekerek okuduklarını iyi yazılmış satırlar olarak algılıyorlar ya da sorun ben de. : ) Ben de değil biliyorum. Olsaydı haberim olurdu ama değil. Kitap okumayı ve kitaptan zevk almayı, film izlemeyi ve filmden zevk almayı bilen bir insanım. O yüzden şahsen ben de bir sorun yok. Sadece kitabın uzatılmış sayfalarında boğulurken, bunun hiçbir mantığı olmadığını savunan bir okurum. Banane King’in keyfe keder yazdığı ve uzattığı satırlardan. Yazarlar bunu seviyor diye, kitabın alıcısı ben sevmek zorunda mıyım? Hayır. Sevmedim ve dile getiriyorum. Kitap kötü bir kitap mı? Hayır, hayır konu o değil. Konu benim zamanımı çalan sayfalar ve gereksiz detaylar. Bilmem anlatabildim mi… Film, kitabın yanına yaklaşamaz bunu bir kez daha belirteyim. Kubrick, King uyarlaması bir film yapmamış, Kubrick kendi “Shinning”ini yaratmış. O yüzden de King, sevgili Kubrick’ten nefret etmiştir. Halbuki, konu projedeyken ikisi de ponçik bir ikili imiş. Kubrick bir King romanı uyarlaması çektiği için, King ise kitabının uyarlamasını Kubrick çektiği için mutluymuş. Ama mutluluk bazen ters tepebiliyor. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi… Kitabın konusu ve karakterleri kesinlikle muazzamdır. Bu konuda eleştiri yapmak fazla ciddiyetsiz ve samimiyetsiz olur. Agatha Christie kitaplarının sayfa sayıları genel olarak 150-300 sayfa arasındadır. Bu sayfalar dahilinde çoğunlukla okur diri kalır. Okuru sıkmadan, işi dolandırmadan, gereksizce uzatmadan çoğunlukla iyi eserler ortaya çıkarır. King kısa yazmayı sevmiyor, ilk önce bunu anlayın sevgili okurlar. Adam yazmak istiyor, yazıyor, yazıyor ve doymuyor, daktilo ile uyuyor olabilir. Benim eleştirim tam olarak bunadır. Tadında bırakmak yerine, çok uzatmış. Kitap uzun değil diyen okurları anlamakta zorlanırım, kusura bakmasınlar. Bu satırları King okusa, bana canın cehenneme diyebilir, hakkıdır. Ama ben de ona senin canın cehenneme; sen yazarsın ben okurum, senin yazdığın benim beğendiğim ya da beğenmediğim kadardır, sen yazmakla özgürsün ben de beğenip beğenmemekle ilgili bu satırları yazmakta özgürüm diyebilirim. (Yüzünüzde tebessüm oluşturma amaçlı bir parodidir, ciddiye almayın.) İnsan karşısındakine kendisinden fazla saygı gösterme eğilimine girerse kendisine olan saygısını kaybeder, kendisini kaybedip karşısındakine hakaret ederse de kendisinin saygısız bir insan olduğunu gözler önüne serer. Ben yazamayacağım kitapları yazmış olan bir yazara saygılarımı sunuyor, mutfağından çıkan yemeğin herkes tarafından beğenilme imkanının olmadığını belirtmek istiyorum. Kimine göre tuzu fazladır, kimine göre yağı azdır, kimine göre de her şeyiyle enfes, kimine göre de hayatlarında ki en kötü yemek deneyimidir. “Shinning” ile abartma seansları yapan okur ve izleyicileri bir kenara bırakırsak, kitabın karanlık havasının filmde olmadığını, sayfa uzunluğu ile anlatılanlara bakıldığında “kırpılması” gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz? Stephen King, kendi kitabının uyarlamasını kesinlikle beğenmemişken, sırf bu filmden daha iyi eser yapmak için kendince bir mini dizi ortaya çıkarmışken, insanların bu filmi bir baş yapıt olarak görmesi… Yani muazzam bir tezatlık değil midir? Kitabın yazarı diyorum; yönetmeninden tutun, senaryosundan, başrol oyuncusuna kadar beğenmezken, kitabı okumuş ve filmi izlemiş olan Kingciler filmi KÜLT diye tanımlıyor. Gerçekten şaşılacak iş. (Kült’ün anlamına da bakın bu arada. Sinema dünyasına nasıl girmiş bu kelime o da ayrı bir konu.) İşte biz bunlara KiNGten çok KiNGciler diyoruz. =))) Benden bu kadar sevgili okurlar. Kitap ve film hakkında söyleyeceklerim kısaca bu kadar. Ben buraya ne yazmış olursam olayım, ne düşünürsem düşüneyim, yorum yaptığım kitap veya film herkeste farklı hisler yaratacaktır. O yüzden incelemenin alt metni BENCE üzerine kuruludur. Kitabı eleştirdiğim konu bellidir, yoksa ana temasına ve kurgusuna tek kelamım yoktur, keyif almamak imkansıza yakındır. Stephen King’e teşekkürlerimle. (Ama detayları daha dolu ve kısa metinlerle bize sunsan, ana konu hep yüksek gerilim hattı gibi bizi çarpsa daha iyi olmaz mı?) Kitabın devamı olan “Doctor Sleep”i de okuyacağım tabi ki. Ayrıca, “Shinning” in devamı olarak, “Doctor Sleep” 2019 yılında, Warner Bross etiketiyle beyazperde de olacak, bilginize… İnsan şu soruyu sormuyor değil, hem film hem de kitap gerçekten bir efsane mi, yoksa abartının bir örneği mi? İnsanlar abartıyı sever, kestaneleri efsane yapmayı, efsanaleri de kestane yapar. Örneğin Star Wars'ı izleyip sevenleri var, izlemeden nefret edeni de var, izleyip çok büyüten sevenleri olmasına karşın izlemeden bile o yeee Star Wars "Güç Seninle Olsun" mottosunu ezberleyen de var. Kimine göre abartılmış bir seri olmakla birlikte kimine göre de LEGEND kategorisinin en tepesindedir. Kimileri Işın Kılıcı seviyor, kimileri sevmiyor demek ki. Birisine saçma gelen, bir diğerine efsane gelebiliyor demek ki... “Shinning”i okuduysanız ya da izlediyseniz, sizin görüşünüz nedir? * Stephen King etkinliği düzenleyen http://1000kitap.com/gonderi/46898092,
Hakan
Hakan
kardeşime teşekkürlerimle. Sağlıcakla kalınız…
Medyum
MedyumStephen King · Altın Kitaplar · 20215,9bin okunma
··
993 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Taşlanacağımı biliyorum ama söylemek zorundayım: 1200 sayfalık Mahşer kitabını geçen yılın tam bu zamanları okudum. Mahşer de kült bir eser olarak biliniyor. Herkes en cok ondsn etkilenmis, bilemiyorum. Ben 1200 sayfalık kitapta 750 sayfalik bir uzatma oldigu kanaatindeyim. Giris bolumunde habire uzatma vat, gelisme bolumunde her aksam bir cinsel iliski var; ulan bıktım vallaha hic cekilmiyor. 400 sayfalık kısa versiyonunu Kübra abla sag olsun o yolladıydı, onu da okumayi dusunuyorum bir ara ama onun daha iyi oldugunu okumadan dusunebilirim. O'nun da hem uzun hem kisa versiyonları var, biri 1200 biri 400 sayfa. İkisini de okuyabildim ve kısa versiyonun rezalet oldugunu dusunuyorum. Uzun olanda gercekten bos bir satir yok ve gercekten kendini okutabiliyor. 22.11.63 favorim ve bu kitaptan bir harf dahi eksiltilmesini istemem, her seyiyle canım cicimdir. Ayni sekilde Sadist ve Christine de canım cicim, en ufak uzaltılma yok. Simdi gelelim Medyum'a. Gecen yıl da Stephen King etkinligi yaptık ve en cok yarım bırakılan kitap bu oldu. Benim sinirlendigim nokta kimse gorusunu belli etmiyor, aslında bu durumda tekmissin gibi gözüksede arkanda milyonlar var abi :) Bana mesaj atıyorlar, kitap sarmıyor, cok sıkıcı, uzatti da uzatıyor diye; haklısınız. Ama bunu demeye cekiniyorlar. İnceleme yazmıyorlar, bu bakımda yaptıgın cok cesurcs ve taktir edilesi bir durum, tabi taktir etmek bana dusmez ama ben kendi icimde onu bir yasayayım. Diger yandan kendim de not almısım, ilk 206 sayfada ciddi miktarda bir uzatma var, sonrası cok iyi sarıyor ama ilk 206 sayfa bence biraz sıkıcı. He merak unsurları fazla, bu sayede beni kitabi birakmayacak kadar diri tutabildi. Ama biraz daha kısa olabilir bence. King okumayi gercekten cok seviyorum ama yazara elestiri yapılması cok cok hosuma gidiyor; elestri konusunda, basta ben olmak uzere, cekingenligimizi bir kenara birakip biraz daha gercekleri soylememiz gerekiyor diye dusunuyorum. King hicbirimizin anasının oglu degil, olsa ne fark eder yanlıs olan yeri belirtmemiz ve okuyacakları bilinclendirmemiz lazım. Bu arada kitabı gercekten cok severek okuyan sayisi da fazla, onlara laf atmiyorum tovbe :) Zevkler ve renkler konusuna girmemekle birlikte bende kitapta bir miktar uzatma oldugunu dusunuyorum. Abi eline, ayağına , parmaklarına ve hareket ederken sallana guzelim sakalına sağlık. Cok kapsamlı ve cok guzel bir inceleme olmus. Buram buram emek kokuyor.
Murat Ç okurunun profil resmi
Yok yok, kimse taşlamaz. :))) Mahşer TAM METİN 1216 Sayfa, Mahşer KISALTILMIŞ METİN 400 Sayfa.. 816 sayfa kısaltılmış. Böyle bir şey olabilir mi yahu? :) en az üç kitap daha çıkar. Demek ki söylediğim şey bir gerçek, demek ki King olumlu anlamda değil, olumsuz anlamda uzatıyor kitabı. Mahşer ben de tam metin var, 700 800 sayfa havaysa ben zaten katlanamam. Tuğla olarak kalır kitaplıkta. :) Söylediğim şeyler hakkında King severler tarafından haklı görülmek hatalı tespitler yapmadığımı gösteriyor. İyi bir sadeleştirme ile bu kitaptan daha iyi verim alınabilirdi diye düşünüyorum. İnsan beğenmiyorsa, beğenmiyordur bunu baskı altına almaya gerek yok ama herkesin kendini doğru ve iyi bir analizle ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben teşekkür ederim sevgili kardeşim. Yorumuna ve fikirlerine sağlık, çok sağol. :)
1 sonraki yanıtı göster
H. okurunun profil resmi
Aynı duyguları paylaştığımız için mutluyum. Bu kitaba 3. kez okumak için girişir miyim bilmiyorum. Ama o cesareti bulacağıma inanıyorum. Bu arada reyiz, baya güzel bir inceleme olmuş. :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Oku oku... Okumamak olmaz. Uzun yerler var ama 217 numaralı odaya gelince o bölümden sonra zaten kitap daha da güzel bir hale geliyor. Tabi oraya kadar kaç sayfa var dersen, oku öğrenirsin. :)) Teşekkür ederim beğendiğin için. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
siyal okurunun profil resmi
Ilginç bir yorum olmuş. Filmlerle kitapları asla kıyaslayamacağımız konusunda hem fikiriz sanırım. Yazar yada yönetmen fark etmiyor bence. En son bird box ı okuyup izledim. Hep aynı terane. Gelelim King'e zevkler ve renklee tabiki tartışılmaz ama King in o uzatmalarına kurban olurum ben. O kadar yani. Mahşerin tam metnini 1 haftada okudum. Elimden bırakamadım. O dünyaya girdim mi çıkasım gelmiyor. Yemek yemeyi unuttum o kadar. Under the dome u söylemiyorum bile :))) Yazsin o ne yazarsa yazsın ki bence zaten King in olayı o. Karakterleri çok iyi tanımlayıp, karakterler ilişkisi üzerinden gerim gerim geriyor. Şekil a Dr Uyku. Böyle deli gibi okuyacağım bir diğer adamda Eco dur. Anlattıkça anlatır ve hiçbiri bosuna değildir. Sevmiyorsan bırak diyesim geldi son olarak. Biz zaten bize yeteriz king manyakları olarak :))) eline sağlık arkadaşım. Sonuçta eleştiri gelişmek için şart.
Murat Ç okurunun profil resmi
Tam bir King sever. Beni bıçaklamamak için zor kendini tutmuş ahahahah :))) Evet King ne yazarsa, ne kadar yazarsa yazsın okuyacak bir sevgi ile donanmış bir okur. Böyle bir etki bırakmış olması ve böyle bir bağlılık aynı zamanda çok ilginç. Aşırı bir sevgi değil mi bu ya? Mahşer'in tam metnini 1 haftada okumak ve elinden bırakmamak, işte bu bir fanatizmdir. :)))!! İşin şakası bir kenara, yorumun için teşekkür ederim. Farklı bakış açıları iyidir, belki de çok sevenler için faydalı olur. Dr. Uyku yakın zaman da değil ama okunacaklar listesinde önlerde. Acaba devam kitabında ne yapmış merakı sardı. :)
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.