Mıgırdiç Margosyan, 1998' de yayımladığı bu öykü kitabıyla bizi İstanbul - Diyarbakır arasında gidip gelen güzel bir yolculuğa çıkarıyor. Anadilini öğrenmesi için İstanbul'a gönderilen Margosyan, zaman zaman İstanbul'da yaşadıklarını zaman zaman da hatırladığı Diyarbakır' ı anlatır, her zaman ki o tadına doyulmaz Diyarbakır ağzıyla. Ve şunu bize bir daha gösteriyor: insanlar fırsat buldukça ötekileştirir, çünkü Diyarbakır' da Gavur iken İstanbul'da artık bir Kürt!