İlksel çorba içinde tamamen tesadüfen oluşan eşleyicilerin sonsuza ulaşmak adına kendilerine korunaklı evler inşa ederek (canlılar) onları yine tamamen tesadüfen kullanıp hiçbir amaç taşımadan...
Anlamadınız mı?
Ben de anlamadım, dilinin ağırlığı bir yana, konu da ağırdı ve öyle ustaca evirdi çevirdi ve nihayetinde aksi düşüncedekileri de bir güzel aptallıkla itham etti.
Gen ve kendi buluşu Mem araştırmaları takdire şayan, gayet açıklayıcı ve kanıt dolu.
Ama eşleyiciler amaçsız ise niye ölümsüzlüğe doğru bedenden bedene sürüklenen gen taşıyıcıları üretiyorlar, farkettiniz mi böyle söyleyince bir amaçları olduğu aşikâr oluyor.Ancak Dawkins defalarca amaç yok, sebep yok, kasıt yok, bilinç yok deyip duruyor.
Okuyucuyu da bazen kendine çekmek adına belki ya da onun da kafası karışıyor ve bu durumlarda ne diyor biliyor musunuz, "bu konu kitabın amacını aşar."
Hayvanlarla ilgili olan araştırmalarına saygı duyuyorum, dilinin - ingiliz kendisi- inceliklerine vakıf olması da bir harika, ama o kadar.
Bu bana şunu hatırlatıyor:
Bir adamın baltası kaybolmuş ve adam komşunun oğlundan şüpheleniyormuş çünkü bu oğul ters, yaramaz aksi biriymiş.Oğlanın her hareketi baltayı çaldığına işaretmiş. Sonra günlerden bir gün baltayı tamamen alakasız bir yerde bulmuş, bu sefer komşunun oğlunun tüm hareketleri baltayı çalmadığına işaretmiş.
Bilimsel çalışmalarda fikir sahibi olarak araştırmaya başlamak çoğu zaman yanlış sonuca götürmüştür, bana kalırsa yazarımız ve onun gibi düşünenler de aynı hatayı tekrarlıyor, zira burda Darwin kesinlikle haklı-bir fikirleri var- haliyle yaptıkları her araştırma da bu sonucu veriyor onlara.
Yani ben ikna olmadım.
İyi okumalar.!