"Ben size bir şey söyleyeyim mi?
Gidin Almanya' ya, İngiltere'ye, insanların yüzlerine bakın ve mutsuzluğu görün. Size kitap yazan adamların çoğu sizin kadar mutlu değildir, ondan emin olun. Pozitif enerji deyip duranların belki yüzü hiç gülmüyordur.
Sizin kokladığınız domateslerin kokusunu onlar alamaz. Annenizin yaptığı yemeğin tadı onların hazır paket yemeklerinde yoktur. Kızınızın yanağınıza kondurduğu öpücükteki içtenlik onların 17 yaşında evden gönderdikleri çocukta yoktur. Onlar çocuklarını öpmez zaten. Kültürlerinde yoktur."
Benim kanayan yaramın vücut bulmuş hali gibiydi gerçekten. Bitirdikten sonra yapacaklarımı daha da artırmaya karar verdim. Çok doğru konulara muhteşem şekilde dokunmuş Ahmet Şerif İzgören. Bunu söylemek benim haddime değil belki ama kendisine burdan çok teşekkür ediyorum, harika bir eser yazdığı için. Ne zaman başkalarının hayatlarına özenmek ve taklit etmekten vazgeçip, özgün kültürümüze bağlı ve değerlerimize sımsıkı sarılıp yaşamaya devam edersek, işte o zaman dünyadaki insanların sırtını ezip geçinen değil, elinden tutup kaldıran, kucak açan olacağızdır...