Kendisi de siyahi olan yazar bu romanında ırkdaşlarının maruz kaldıkları akla gelebilecek her türlü kötü muamele sonucunda kendilerinden bile nefret eder duruma gelmeleri ve ölmenin bile kurtuluş olduğu bir dünyada yaşamak zorunda bırakılmaları gerçeğini kaleme almış.
Yazar kasabadaki siyahi karakterlerin çoğunlukla Pecola' nın yaşadığı trajediyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş.
Şiddet, taciz, cinsel istismar gibi olayları ayrıntılarıyla anlattığı için "tüm çıplaklığıyla " deyişi durumu anlatmak için çok doğru bir seçim olur Bazıları için bu anlatım şekli gerçekten rahatsız edici olabilir.
Pecola tüm yaşadıklarının son bulması için ortadan kaybolmayı, yok olup gitmeyi diliyordu.
Mavi gözlere sahip olsaydı- kendi öz kızlarını insan yerine koymayan siyahi annelerin hayranlıkla yaklaştıkları o oyuncak bebeklerdeki gibi mavi gözlere- belki o zaman her şeyin daha farklı olacağına inanıyordu.
Anlatılan hikaye ve karakterler o kadar hayatın içinden ki okurken bunun bir yerlerde gerçekten yaşanıyor olduğu fikri insanı umutsuzluğa sürüklüyor. Malesef biliyoruz ki sadece isimler farklı, hikaye aynı
Farklı karakter ve farklı zaman dilimlerine yaptığı ani geçişler bazı okurlara kafa karıştırıcı gelebilir ama benim hoşuma gitti. Farklı karakterlerin farklı travmalarına şahit olmak hikayeye derinlik katmış.
Yazar kan donduran olayları bile öylesine rahat bir dille anlatıyor ki normalde ağlamaktan harap olacağım sahneyi ilginç bir şekilde ruhsuzca izliyor hissine kapıldım. Anlatım tarzı çok farklı geldi.
Çok beğendiğim- ve aslında başka eserlerde de olsa güzel olurdu dediğim- bir şey de yazarın kitabıyla ilgili açıklama ve öz eleştiri yaptığı bir bölümün kitabın sonuna eklenmesi. Neyi nerede niçin kullandığını, aslında ne demek istediğini ve ayrıca kendi eserinde gördüğü eksiklikleri yazarın dilinden okumak hoşuma gitti.
Özet olarak ayıracağınız zamana değecek, görmezden gelemeyeceğiniz bazı gerçekleri suratınıza tüm mide bulandırıcılığıyla vuran, gözünüzü açacak okunulası bir kitap