Gerçekten de yazar, bana kalırsa, anlatılmaz güçlüklere katlanarak bir soygun tasarlayan, kahredici bir yalnızlık içinde geceleyin kasayı açan, ama kasada ne kadar para, ne kadar mücevher bulacağını bilemeyen bir banka soyguncusuna benzetilebilir. Banka soyguncusu yirmi yıl tutukevinde yatmayı, bir sürgün hayatı yaşamayı, bir çalışma kampını boylamayı göze alır; yazar ve ozanlara gelince: Her yeni çalışmayla o zamana kadar tüm yazdıklarını tehlikeye atarlar; bu da bir çeşit kasayı boş bulma, yakayı ele verme ve büyük eski soygunlarda ele geçirilenleri yitirme riskidir.