Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba Gülsarı
Elveda Gülsarı’nın inceleme yazmakta zorlanacağım bir eser olduğunu düşünüyorum. Bunun farklı sebepleri var. Mesela, hakkında o kadar çok şey söylemek istiyor ve biliyorum ki, bütün bunların bir yazıya sığması mümkün değil. Bunun dışında, benim için çok fazla duygu yoğunluğuna sebep olan bir yazarın eseri olması da önemli. Zira benim nezdimde, tamamen izafi olarak, yeryüzünün gelmiş geçmiş bütün yazarları bir tarafa, Cengiz Aytmatov bir tarafadır… Elveda Gülsarı’yı bu ikinci okuyuşumdu. İlkini 1998 yılında, henüz bir üniversite öğrencisi iken yapmıştım. Aradan yıllar geçti; bir delikanlıdan kırk yaşında bir adama evrildim. Dahası o zamanki iyimserliğimden, mutluluğumdan eser yok, hayat benim için sevimsiz bir hal aldı. Ancak bendeki bu köklü değişime rağmen aradan geçen yirmi bir yıl içinde Elveda Gülsarı hakkındaki beğenilerimin değişmediğini, üstelik daha arttığını gördüm. Elveda Gülsarı, Aytmatov’un 1960’ların sonlarında yazdığı bir eseridir. Artık yazarlığının olgunluk dönemine giren büyük usta, şahane bir esere imza atmıştır. Romanda, bir Aytmatov eserinin pek çok klasiğini görebilmekteyiz. Mesela hikaye geri dönüşlerle anlatılır. Hikayenin kahramanlarından birisi bir hayvandır. Yine bir Kırgız masalına yer verilmiştir. Semboller üzerinden sistem eleştirisi vardır… Romana artık ihtiyarlamış olan Tanabay ile bir at olan Gülsarı’nın güç bela ilerledikleri sahne ile başlıyoruz. Esas zamanda yaklaşık 5-6 saatlik bir süre geçerken, Tanabay, çok sevdiği atının ki, maalesef kolhoz uygulaması ve komünizm yüzünden at onun değil, devletindir, son anlarında geri dönüşlerle geçmişi hatırlar. Bu hatıraların çoğunda bir zamanların efsane atı olan ve adı dillerden dillere dolaşan Gülsarı da vardır. Gülsarı, daha yaşına bile girmeden Tanabay’a emanet edilmiş, yorga bir attır. Bu arada yorga koşusunun ne demek olduğunu merak edenler, bir video açıp izleyebilirler. Çünkü muhteşem bir koşu biçimidir. Asla dörtnala gitmez, ancak uzun mesafede yorulmak bilmeyen yapısıyla çok hızlı giderken, binicisini hiçbir şekilde sarsmaz. Hatta üzerine bir tas su koyun, dökülmez. Öyle asil, öyle muhteşem bir koşudur bu… İşte Gülsarı doğuştan bir taypalma yorga cinsi attır. Ben, sırf Aytmatov sevgimden dolayı Kırgızistan’a gidip, onun kabrini ve anlattığı yerleri gezmiş biriyim. Hatta o sonsuz Kırgız bozkırlarından birinde, bir yılkı çobanının atına binmişliğim de vardır. O at da fiziken tıpkı Gülsarı gibiydi. Kırgızistan gerçek anlamda bir dağlar, stepler ve atlar ülkesiydi. Dolaştığım her yerde at sürüleri görmüştüm. Tabii sadece at binmek için değil, at eti yemek için de besleniyorlar. Mesela Gülsarı’da kımız içen çobanlar vardı. Oralarda halen daha kımız içiliyor. Ülkesini gidip gördükten sonra Aytmatov’a olan hayranlığım daha arttı. Çünkü oraya dair her şeyi, eserlerinde çok ustaca anlatmış. Onun eserlerinde herkes ya iyi ya kötü değildir; belli bir kesim iyi, diğerleri kötü de değildir. Aytmatov hüzünlü gerçekçidir. Pek acıdır ki, Cengiz Aytmatov, Stalin terörüne kurban giden babası yüzünden, kendisine vurulan haksız, halk düşmanının oğlu damgası nedeniyle istediği eğitimi alamamıştır. Onun en fazla veterinerlik okumasına izin verilmiştir. Edebiyat fakültesini ise yıllar sonra, tanınan bir yazar olduktan sonra okumuştur. Gelgelelim, kendisi de bir köy çocuğu olan Aytmatov’un aldığı veterinerlik eğitimi onun eserlerine çok ciddi ve başarılı bir şekilde yansımıştır. Eserlerinde bazen bir kurt, bazen bir deve, bazen bir geyik, bazen de bir at başrolde yer alabilmiştir. Gülsarı’da eşsiz gözlem ve ifade yeteneğini kullanan Aytmatov, atı ve atları, tabii ki koyun ve kuzuları da çok başarılı bir şekilde işlemiştir. Öyle ki, roman bittiğinde Gülsarı’nın bırakın bir at olmayı, ciddi ciddi bir kişi/roman karakteri olduğunu düşünebiliyorsunuz. Roman, elbette Aytmatov’un hayatından izler taşımaktadır. Tanabay’ın Bibican ile olan yasak aşkından, romanın sonlarında peyda olan Kerimbekov karakterinin aslında Cengiz Aytmatov’a çok benziyor olmasına kadar bu böyledir. Eser, aynı zamanda bir Stalin dönemi tenkididir de… Sonuçta totaliter bir sistem olan Sovyetler Birliği’nde, sistemin mevcut halini eleştirebilmek imkânsız olduğu için Stalin devri üzerinden tenkitler getirilmiştir. Bazı diyaloglar trajikomiktir. Mesela Tanabay ile denetçi gelen parti bilmemne sekreteri arasındaki komünist kuzu diyaloğu! Tanabay karakteri çok güçlü ve başarılı bir şekilde işlenmiştir. Onun ilkgençlik yıllarındaki ruh hali, inandıkları ile ihtiyarlık dönemi arasındaki ilişkiler çok iyi bir şekilde verilmiştir. Dahası, Kırgız ülkesi, özellikle sert kışı, dağları ve hayvancılık faaliyetleri ile keçe çadır, kökbar, kımız, kalpak gibi yerel motifleriyle yine gayet başarılı bir şekilde işlenmiştir. Velhasıl, Aytmatov büyük bir usta olduğunu burada da ortaya koymuştur. Ve Gülsarı adı hepimizin yüreğinde bir sızıya dönüşmüştür. Not: Gülsarı ile tanışmışlığım vardır demiştim. :))) i.hizliresim.com/5NqoZz.jpg
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,1bin okunma
··
634 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Siz çok sevdiğinizi söylemeseniz de incelemeyi okuyan kişi ne kadar hayran olduğunuzu anlardı yazara.İçselleştirdığiniz için güzel bir inceleme olmuş. Benim de en sevdiğim yazarlardandır. Neyi anlatırsa anlatsın bir masal gibi okuruz ama yürek daraltan somut gerçekleri yaşarız da kitapla.Tekrar okuyasım geldi. Kendi öyle özletiyor ki yazar.Ellerinize sağlık.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
.Elinize sağlık Mehmet Bey. "Elveda Gülsarı" benim de birkaç kez okuduğum ve her defasında aynı heyecanı duyduğum Aytmatov romanlarından biridir. Sizin yazarken neler hissettiginizi anlatan satırlar bu sebeple çok tanıdık geldi. İnsan her şeyi yazmak istiyor ama ne yazarsa yazsın eksik anlatmış gibi hissediyor. Yine de benim Gülsarı'ya dair yazdıklarım en içime sinen metinlerimden biridir. (Tam da bu sebepten hala "Gün Olur Asra Bedel'i yazamadım:) Aytmatov'un insanı insan yapan tüm duygularını anlatmadaki başarısı tartışılmaz ve "Elveda Gülsarı" da bu bağlamda en iyi Aytmatov romanlarından biri. Siz de kendi deneyimlerinizle de zenginleştirerek çok etkileyici anlatmışsınız, yüreğinize sağlık.
2 önceki yanıtı göster
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Ayşe Hocam, Gün Olur Asra Bedel'e ben de henüz cesaret edemedim. Eskilerden karaladığım bazı şeyler var ama bir gün tekrar okuyup, yorum yazacağım inşallah.
1 sonraki yanıtı göster
Nilüfer okurunun profil resmi
Elinize yüreğinize sağlık Mehmet Bey. Sayenizde Aytmatov seti almıştım ama henüz bu kitabı okumadım. İnşaallah en kısa zamanda. Selamlar... 😊
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
Hocam, bunu okumalısınız :)
Melda okurunun profil resmi
Cengiz Aytmatov denilince aklıma gelenlerdensiniz :)
Kezban Şen okurunun profil resmi
Cengiz Aytmatovu cok seviyorum.Bir kitabini okuduktan sonra mutlaka profilinize ugrayip, o kitapla ilgili incelemenize bakiyorum.Kesinlikle sizin analizlerinizden daha iyisine rastladim.Emeginize saglik.:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.