İnsan, duvarlarla çevrili , pencereleri parmaklıklı, kapısı kilitli, delilerle dolu bir odada bulanabilir , hatta tek başına bir tecrit hücresine tıkılabilirdi , ama içinde bulunduğu oda orası değildi aslında. İnsanın asıl bulunduğu oda hatıralarından , ilişkilerinden, olaylardan, bin bir çeşit görünmez güçten oluşuyordu. Bazen delüzyonlardan . Bazen halüsinasyonlardan. Bazen arzulardan. Bazen hayallerden , umutlardan ya da hırstan. Bazen öfkeden. Önemli olan gerçek duvarların nerede olduğunun ayrımına varabilmekti.