Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü güçlükler önünde, belki amaçlara tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve bilimi rehber edindiğimizi onaylayacaklardır. Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.
~Mustafa Kemal Atatürk
Aydınlık kelimesinin kişisel sözlüğümdeki en güzel karşılığı. Fikirlerimden, düşüncelerime, dünya ve hayat görüşlerimden, yaşam tarzıma, öğrendiğim her bilgiden, okuduğum her kitaba kadar bana dair ne varsa en ufak zerresinde bile imzası olan adam. Açtığın yolda hiç usanmadan ve korkmadan karanlık zihinlere ışığını götürmek için mücadele edeceğim!
Saygı, özlem ve minnetle...
Son nefesime kadar...
··
45 görüntüleme
(Yanlış animsamiyorsam) Atatürk, ilkeleri içinde en vazgeçilmez olarak Cumhuriyetçilik ve laikliği görüyordu. Bunlara inkilapciligi da eklersek karşımızdaki tablo: Egemenliğin yegane kaynağı ve dayanaginin halk olduğu, akıl ve bilimin ışığında, her türlü dogmanin karşısında her daim ilerlemeyi, yeniliği, çağa ayak uydurmayi ve hatta çağın önünde olmayı hedefleyen bir ülke bir halk bir devlet oluşuyor.
Umarım Atatürk'ün istediği şekilde; bir ülke, bir halk ve bir devlet olabiliriz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.