Sınıflara ayrılmış kadınların, birer insan değil de farklı alanlarda kullanılan birer eşya olarak görüldüğü, gezme-eğlenme-hayattan zevk almanın yasak olduğu, katı kuralları olan ve "göz"ler tarafından sürekli denetlenen, kurallara uymayanların işkence ve bir sonraki adımda idamla cezalandırıldığı bir toplumda yaşamak nasıl olurdu?
Öyle ki Eşler/Damızlık kızlar/Marthalar/Teyzeler olarak sınıflara ayrılmış kadınlardan hangisinin yerinde olmak isterdin diye sorulsa, hiç birini seçmek istemiyorsunuz.
Distopya olarak tanımlanmasına rağmen bence kitapta anlatılanların büyük kısmı, bir zamanlar batıda ve halen de doğuda yaşananlarla benzeşiyor.
Yazarın üslubu güzel, çeviri de bunu çok güzel yansıtmış.
Öneririm