Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

159 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Gercekler mi masallardan çıkar, Masallar mı gerçeklerden çıkar?
Masal dünyasında gerçeklere yer açın.. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Gerçek derken masal, masal derken gerçek bir atmosferde soluduğumuza şahit oldum. Küçükken hepimiz masallarla büyüdük. O zamanlar, o yaşlarda aklımız bazı kavramları idrak edemediğinden olağan karşılardı, anlatılan senaryoyu, inanır ve mutlu olurdu. Bu bize anlatılan masallar, daha çok gece anlatılırdı bize, güneşin saklandığı o karanlık zamanlarda, korkumuzu dindirmek veya bizi uyutmak için anlatılırdı.. Anlatan kişinin ağzından dökülen her kelimeyi somutlaştırır, sahnede yer verir, oynatirdik. Oyuncu konusunda hiç sorun yaşamazdık; kime hangi rolü verdiysek, asla geri çevirme şansı yoktu. Herkes rolünü ezbere biliyordu önceden. Oyunu başlatmak için sadece gözlerimizi kapatmamız yetiyordu. Zaten arkası çorap söküğü gibi... Her bir sahnesi, sahnedeki her bir cümlesi seratonin hormonu gibiydi.. Gerçeklerden uzak, musmutlu bir dünyamız olurdu. Kimse bizi uyandırmasın isterdik... Ne güzel günlerdi.. hey gidi günler.. Ama artık büyüdük biz. Masallar da uyutamıyor şimdi. Gerçekler huzursuz ediyor, kacamiyoruz bir türlü. Ancak, hâlâ bize süslü cümleleri ile masallar anlatmaya devam eden bir zihniyetle imtihan oluyoruz. Huzursuzluk veriyor daha çok, o yalanlar. Mesela şöyle bir masal anlatıyorlar : Bir varmış iki varmış üç de varmış. Herkesin herşeyi varmış. Yok olan tek şey yok'lukmuş. Adalet varmış, hak hukuk zaten ihtiyaçtan fazla bulunuyormuş. Refah seviyesi desem, ühüüüüü o kadar çokmus ki insanların sindirim ve sinir sistemini etkiliyormuş; elinde olmadan her yüz gülüyormuş, mideleri diğer tüm organlarına dostmuş. Kadınlara o kadar değer verilirmiş ki, birçok korpecik kız ve anneleri çok değerli bir mücevherden yapılan bir sandukada muhafaza edilirmiş. Bu kadınlardan bir kısmının ayakkabıları ayakkabilikta değilde, ülkenin en güzide şehrindeki bir duvarda asılı bulunuyormuş. Sokaklara sadece aile sıcaklığında ısı verilirmiş. Çocuklar ne isterse onu alır yer bunu alır giyermis. Hele ki bir de mutlu kedileri mutlu köpekleri varmış. Onlara ayrı küçük kulübeler yaparlarmış. Kuşları zaten mutluluktan ucarmis. Her neyse işte, kalubeladan beridir bu ülke böyleymiş. Çünkü ülkenin kralı, halkını asla zor durumda bırakacak politika uygulamaz, onlar ne isterse onu yasalar o yasayı onaylar o onayı uygularmış. On parmağında on marifet olan bu kral, kısa sürede halkının tanrısal simgesi durumuna geldiğini görünce bazı evrensel yasalara yasaklar getirip bir takım inançları güncellemiş. Derken bu ülke, artık hiç bir kralın ve halkın erişemiyeceği kutsallığa ermiş. Evet, madem onlar ermiş kutsallığına, yani mutluluğuna, biz de çıkalım kerevetine... Anlatacaklarım bitmedi, bitmez de zaten.. Size daha çok masal anlatmak isterdim ama artık masallara inanacak yaşta değilsiniz diye kısa kesmek istedim. 2019 kapanış etkinliği mimarı
Ebru Ince
Ebru Ince
ablaya teşekkür ederek incelememe son vermek istiyorum. (: Gerçekle kalın
Gerçeğin Masalı
Gerçeğin MasalıAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2006782 okunma
··
40 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
Masallarımızı bile güncelliyorlar ne acı değil mi .. işlerine nasıl gelirse öyle ..malesef Teşekkür ederim ben asıl ,katıldığın ve kattıģın lezzet için :))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.