Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

156 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Huyu Güzel Bir İnceleme (:
Varoluş felsefesinin babası olarak bilinen, benim için bir filozoftan öte bir psikolog olan, beni kendi kıyımdan geçiren ve kitaplarını okurken büyük haz duyduğum çok sevgili Kierkegaard'ın bir kitabını daha okumuş olmanın mutluluğunu, hiç de iddialı olmadığım bir inceleme ile sizinle paylaşmak istedim.. (: Vaoluşun kendisiyle beraber, bize hediye edilen irade aslında birçok sorumluluk yüklemiş bize. Ya/yada larla sancılı dönemler geçiriyoruz. Kimi zaman irademiz, nefsimizin taklidini yapıp gaflete sürüklüyor bizi, kimi zaman da doğru ve yanlıştan uzak, gerçeğe en yakından bir parça bulup güzelliklerle buluşturuyor ruhumuzu. Bizim "insan" olarak ya/yada mız doğru ve yanlıştan ibaret değildir. Çünkü bana göre doğru olan, bir başkasına göre yanlış olabiliyor. Ancak, gerçek nesneldir. Tartışmaya kapalıdır. Peki gerçek olan nedir.İşte bu da yine bize verilen irade ile, önümüze verilmiş olan, biri "doğru" biri "yanlış" o iki yolun sonunda gizi. Beşer olarak biz, bir çok gaflete düşeriz; nefsin pençesine bir düştük mü, artık sonu gelmeyen zincirleme hatalar ardı ardına gelir ve maalesef ki özümüzü kirletir. Sonrası belki de hiç olmak istemediğimiz yerlerde buluruz kendimizi. İşte bu noktada yaptığımız seçimin, estetik olduğu bilinmelidir. Çünkü, estetik hiç bir zaman tatmin olmaz. Hep, daha yok mu daha yok mu, der. Dışa dönüktür estetik. Dışarıdan aldığı enerji ile var olur. Otonom sinir sistemi gibi düşünülebilir aslında. Ben'inizde olmadan çalışır ve asla yorulmaz. Bilgiden degil, bilinçten yoksundur, estetik. Şeffaflığı hiç sevmez mesela. Hep perdelemek istediği unsurlar vardır. Kimliği de belirsizdir. Çünkü kendinde karar kılmaz, hep kendi dışındadır. Özgüveni yoktur. Özsaygıdan da yoksundur. Nasıllar onu ilgilendirmez, niçinler gibidir yaşamı; anlamsız ve sınırsız. Oysa etik öyle değildir. Ben'dir. Kendi içinde kendini bulur; değerini farkeder. Belli sınırları vardır örneğin, basiretle çizdiği kırmızı çizgileri. Uçuk hayaller uzaktır ona, yaklaşmaya cesaret etmez. Gerçek denilen pastadan, bir dilim pay sahibidir. Kendi içinde kurduğu cumhuriyetin hem kurucusu, hem yöneticisi hem de tek mensubudur. İşte irade denilen nimetin hakkını verdiğini, yolun sonunda verilen ikramdan kavrar. Not: kitabın içeriğine pek değinmeden sadece bende bıraktığı etkinin minimum tarafını kaleme aldım.. (: Kitabı okurken sindire sindire okumaya çalıştım. Çünkü her bir sayfasında gerçekten hayret ettim. Tüm kitaplarını okumadan ölmicem sevgili Soren..(: İyi kitaplarla kalın
Etik-Estetik Dengesi
Etik-Estetik DengesiSoren Kierkegaard · Araf Yayınları · 2013116 okunma
··
237 görüntüleme
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Bayağı düşüncelerim var isimle ilgili yalnız ben tanıdığım yönünü söyleyeyim. Çünkü öyle yapmazsam bayağı uzun bir yazı çıkacak ortaya: Fideizm'in en önemli kurucusu olarak bilinmektedir din felsefesinde. Çok eleştirilmiştir bu yönü. Ki bu yönü (bir insan fikirleriyle bir bütündür anşayışıyla) diğer yönleriyle insicam halindedir. Tanıtıcı bülteninden onu anladım. Yazında ise zoru en safî haliyle istediğini anladım. Daha bir çok şey anladım da burada bırakayım. Yorulduğun için teşekkürler kardeş😊👍🏿
GONCA okurunun profil resmi
Güzel ve yarım kalmış analizin için teşekkür ederim, abi 😊
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.