Bir kitap okuyan kişiyi yorar mı? Beni şahsen bu kitap çok yordu. Sistematik açlık ve onunla birlikte gelen ruh halinin dengesizliği resmen sindi üzerime...
Bir gazete yazarı olmak isteyen genç, bu yolunu birlikte açlık ve parasızlık ile yürüyorlar. Olan durumundan sürekli ve kesin çözüm aramıyor o, sadece bir günlük çarelerle hayatını geçirmeye çalışıyor. Parasının son kuruşunu başkasına verip, parası olmadığı zamanı olsa da çiçek almayı düşünen birini gözlemlemek tuhaftı. Devamlı parasız kalıp üzerindeki yeleğini bile tefeciye vermek onun için çözüm ise gerisini siz düşünün.
Onun yazdığı yazı beğenilip ona para ve ün getirecek diye hep umudu ile yaşıyor geç yazar. Ama beklenen gün bir türlü gelmiyor.
Açlık onu esir aldı, bundan dolayı da kendinden emin olmamak ile birlikte zaman zaman gururlu ve havalı olmaya çalışıyordu. Bazen açlık başına vurur ve halüsinasyonlar görmeye başlıyordu. Sonu gelmez tereddütleri hep yaşıyordu o.
Aşk kıvılcımları aç ve susuz kalan bedenini sarıyorlar, fakat açlık nöbetlerinin arasında kayboluyorlar. Sahibinin boş midesi kalbe söz geçirebiliyor sonunda.
Otobiografik detayları içeren bu roman demekle yorumumu noktalıyorum.