Dostoyevski'nin ruhsal çözümlemelerinin tadı vardır romanda ve Hamsun'da, Dostoyevski'nin etkisini görürüz.
Kafka ki modern romanın en büyük absürt yazarıdır ama Hamsun bunu ilk çıkış romanı 'Açlık'ta yapmıştır.
Kafka büyük bir ihtimalle Knut Hamsunun okumuş ve etkisi altında kalmış(böyle söylenir).
James Joyce'un 'Odysseus'u Bilinç akışı tekniğinin ilk kullanıldığı kitap olduğu söylenir ama Hamsun ,Açlık'ta bunu da kulanmıştır.
Bu yönleriyle 'Açlık' büyük bir romandır ve bir çok edebiyat yazım çeşitlerini içinde barındırır.
Roman kahramanın adı yoktur ,yiyeceği yoktur ama tek tutkusu vardır oda yazmaktır.
Hamsun romanında açlığın insan üzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkilerini inceler ve iki tane dilemma yaratır . Açlıktan nefret eder ama yine de açlıkta teselli bulur.
Tanrıdan uzaklaşmaya başlar çünkü onu bu kötü koşullara sokanın o olduğunu sorgular fakat Tanrının var olmadığını öncesinde bilmektedir.
Zira yazması için bu iki dilemma bir elzemdir.
.
Roman,modern şehir hayatına yabancılaşmanın hikayesidir ve bunu açlık ve Tanrı'dan yola çıkarak yapar.
Okuru yavaş yavaş cesur yeni bir dünyanın içine çeker .
Burada ben'in çözülümü,kimlik arayışı,bilinç dışına derin dalışlar ve dehlizlerle dolu bir iç dünya vardır.
Tek kesinliğin kesinsizlik olduğu ve hatta bunun bile kesin olmadığı ,bir dünya.
Hamsun,bununla birlikte görsel bir şölen de sunar ve sanki bir tiyatro sahnesindeymiş gibi hikayeyi gözümüzün ününe getirir . Roman sanatın (pitoresk bir manzara) ve edebiyatın güzel bir sunumudur.
Paul Aster ,Ay Sarayı romanında bu açlık konusunu işler. Birinci bölümü çok iyidir ama romanın diğer bölümü için aynı şeyi söylemeyeceğim.
Paul Aster ,Hamsun'un etkisinde kalan bir yazardır.