Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Evlilik Mahkumları Toplumsallasma Evlilik meslegine dogru Ev kadini Analik Aile ve Daha iyi yarım insanlar mı? Yoksa butun insanlar mı? Basliklari altinda dolu dolu bir kitap. Kadının hayatın her alaninda yaşadıklarını örneklendirip, başka kaynaklardan da yararlanarak gayet anlaşılır bir dille sunuyor yazar bize bu kitabi. Feminist yazın icin cok bilinmeyen ama degerli buldugum bir eser. Kız cocugu doğduğu andan itibaren toplumun onay verdigi rollere göre yetişmeye başlar. Giyecegi kıyafetin rengi, oyuncağın ceşidi, oynayacağı oyunlar daha o doğmadan yüzlerce yıl önce belirlenmistir. Secim şansi yoktur, olurda bebekle değilde başka oyuncakla oynarsa işte bu çok tehlikelidir hemen mudahele edilip tedavi edilmelidir. Okumasina gerek yoktur nasıl olsa evlenecektir, neden boşa masraf yapılsın ki, "biz okutacaz maaşını el yiyecek yok daha neler". Ha birde okutulan kız varsa evlendirirken karsıdan yüklu miktarda para, altin istenir "biz bu kızı okuttuk, okuttuk!" Kadınların seçim şansları yoktur. Onlara sorulmaz çünkü onlar, evi temizler, yemek yapar, çocuk bakar. Okumamıslardır, eğitim almamıslardır akılları yetmez zaten kadın degil mi aklı kıttır! seçim yapamazlar. Biz erkekler yapıyoruz herşeyi, mühendis, doktor, mimar, cerrah, avukat, hakim, m.vekili biziz çünkü biz yapabiliyoruz herşeyi. Eğer kadınların önüne devlet, din, toplum gibi aşılmaz derecede örgülü setler koymasaydınız. Eğer kadınlara "sen ögretmen olmalısin, "sen hemsire olmalısın", "sen kadın doğumcu olmalısın", çünku "kadınlar icin en iyi kolay meslekler bunlar" diye diye belli kalipları empoze etmeseydiniz, diger meslek kollarında önune setler koymasaydınız, bugun "herseyi biz yapiyoruz, hersey biziz" diye nasıl boburlenecektiniz? Eğer kadınlar hayatın içinde daha fazla varlık gosterebilseydiler, eğer "nede yapsam en sonunda zaten evlenip cocuk yapacam",  dısinda alternatifleri olsaydı o zaman hersey cok daha farkli olurdu. Ne yazik ki artik ürettiginiz hicbirsey olmadığı gibi, sömurmek ve yikmaktan baskada bisey anladiginiz yok baylar. Talan ve tecavuz size doğal geliyor çünkü herşeye hakkınız olduğu öğretilmis size. Erkege her seye hakkı olduğu, kadına edilgen olması gerektiği, her zaman bakımlı, temiz, kac cocuk yapmıs olursa olsun, evden cıkma ozgurlugu olmasa bile fit, saglikli ve formda olması gerektigi, başına ne gelirse gelsin katlanması gerektiği, eger katlanmazsa babasının evine dönmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığı. Babasının adının kirlenecegi soylenir. Kız çocugu okutulmaz, ev işleri öğretilir, kocanın ve onun ailesine hizmete hazır konuma getirilir sonra istenilen altın ve para ile mubadelesi yapilır. Çünkü ona damızlık gözüyle bakılır. Önemli olan güzel ya da çirkin olması, iyi is yapıp yapmaması ve doğurganlığıdir deger ölçutleri bunlardır. Evden çıkarken "burdan gelinlikle çıkan kefenle döner" derler. Bir kapının arkasında o küçücuk kız çocuguna öğut verilir. "Kocan seni dövebilir bizde dayak yiyoruz bu gayet normal, aman ha sesini çıkarma, guzel yemek yap, evin temiz olsun, saygıda kusur etme ailesine" derler ve birkaç tiksinç cinsel öğut verir beline bekaret kemerini dolayip kocaya emanet ederler. Bu kız çocugu gelismeden kadın, sonra ana olur. Toplumumuz henüz büyümemiş annelerle doludur. Toplumumuz mutsuz ve huzursuzdur. Bu yazdiklarım sadece bolgeye, ulkeye mi ozgudur? Hayır ne yazik ki! Bu kitapta anlatılanlar o batı dediğimiz, modern ve gelişmiş sandığımiz ülkelerden veriyor örnekleri ama burdaki yaşamın aynısı kadın heryerde kadın. Hep kendisi adına karar verilen, hep birseyler dayatilan, alınıp satılan, savaşlarda tecavüz mağduru olan çünkü o ülkenin kadınlarına tecavüz o ülkenin namusunu kirletir o ülkenin hakkından gelinir kadınlarina tecavüz edilip, ganimet olarak alınınca. Deprem ve sellerde en çok kim olür, kim sakat kalır? Tabiki kadınlar çünkü hep o dört duvar arasındadırlar. Kadınların ufku neden gelişmez diyorlar gidin bir bakın nasıl yaşadıklarına sonra bir süre yerlerine gecin belki anlarsınız. Bir kadının kendine ait hayati yoktur. Çocuklara bakması gerekir. Kocasına karşi sorumlu olduğu görevler vardır. Ne? Annenleri mi ozledin? Ne? Bir hafta mi kalacaksin? Çıldırdın mi? Biz ne yapacagiz peki? Çocuklarda mi gelecek? Tamamda ben ne yapacam? Ne zıkkım yiyecem? Bana yemek yapta oyle git oyleyse. Ev kadınısın Ev'in kadinı, heryere herkesle gitmek zorundasin. Arkadas mi? Ne arkadasi? Senin komsu kadinlar disinda arkadasin olamaz, hele hele erkek mumkun degil evet isyerinde erkekler olabilir ama "erkekten arkadas olmaaaz" hayati boyunca abi, baba, koca dışinda baska erkekle konusmamis, carsida, pazarda gordugu kaba, hort, zört tiplerden, esnaftan baska erkek tanımayan kadınlar var. Evde işyerinde kadıni aşağılamaya alışık erkek cinsi o kadar yüzsuz ve kendinde hak görüyor ki tanımadığı bir kadına bağırip, direktif verebiliyor, kaba hareketlerde, söylemlerde bulunup ve hatta şiddete başvurabiliyor. İsyerinde, evde, sokakta, karakolda hep haksız çıkan kadındır. Neden baş kaldırdin ki! Herkes böyle ne yapacaksin! Hadi bosandin peki ne yapacaksin? Boşver, dön evine, katlan kader bu ne yapalım!. (Kadınlar, çocuklara ve yaşlılara, hic kimseden yardım almadan bakmanın ne demek olduğunu bilirler; hastalara bakmanın, sağlığa zararlı koşulları olan işyerlerinde çalışmanın; sokakta laf atılıp ıslık çalınmasının, cinsel saldırılara uğramanın; kadın olarak bayağı iyi, ama insan olarak işe yaramaz olduklarını duymanın; çirkin ya da sadece "hoş" diye nitelenip bir kenara itilmenin; cinsiyetleri nedeniyle suçlanıp yenilmenin, ama yine de evde ve iste erkeklerin iki katı çalışıp, yarısı kadar ücret almanin; istenmeyen gebeliklerden korkmanın, kurtaj hakkını, sağlıkli ve guvenli doğum kontrolu hakkını istediklerinde reddedilip zorunlu doğumlara mahkum edilmenin; vücutlarıni tüy dökücülerle, cimbızlarla, makyaj malzemeleriyle, kozmetiklerle, vajina deodorantlarıyla harap etmenin, klitorislerin değil vajinalarının asıl cinsellik mihrakı olarak tanımlanmasının; ünlü adamların özel, zayıf yönlerini görerek erkeğin "gücünün" hikaye olduğunun; ezildiklerini dile getirdiklerinde susturulup alay edilmenin ve çoğu kez cümlelerinin bile kocaları tarafından tamamlanmasının ne demek olduğunu bilirler. Alıntı S.323) Bu senin kaderin degil! Başka bir dunya yok! Cennet yalan! Sen yaradılanın en özelisin Kadın! Kalk, kendin icin birseyler yap. Bilinçlen, kendi haklarıni koru. Mücadeleden vazgecme! Yilma!
Evlilik Mahkumları
Evlilik MahkumlarıLee Comer · Kadın Çevresi Yayınları · 198418 okunma
·
178 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.