Kitabın ilk yarısını okumak benim için adeta bir azaptı. Klişe karakterler, özgün gibi görünen ama asla güzel ve mantıklı işlenemeyen bir konu... Cidden okulun karantina içinde olduğu kısımlar çok başarısızdı. Karakterlerin okulda yaşanan olayla ilgi verdikleri kararın da mantıklı hiçbir yanı yoktu. Kusura bakmayın ama Onur'un öne sürdüğü sebep de çok uyduruktu. Karakterler de çok sıkıntılıydı. Zeynep; ben kendimi asla ezdirmem deyip gayet kendini ezdiren, Onur'dan nefret ediyorum deyip sık sık Onur'un yakışıklılığından dem vuran tutarsız bir karakterdi. Onur ise durduk yere Zeynep'i tersleyen hatta ortada bir sebep yokken bile kıza senden nefret ediyorum diyen ve kıza üstünlük kurmaya çalışıp sözleriyle onu sürekli aşağılayan nefretlik bir karakterdi. Böyle karakterleri cidden severek okuyan var mı, bilmiyorum ama ben bu tarz karakterleri zerre sevmiyorum. Onur'un bu davranışları da bana göre acayip iticiydi. Onur'un yakın dostları Burak ve Mert'in "Onur çocukken çok acılar çekti, ona anlayış göster Zeynep" temalı konuşmalarla Onur'u haklı çıkarmaya çalışmaları da saçmaydı. Hâl böyle olunca kitabı sevmeyerek okumaya devam ettim. Fakat bir yerden sonra kurgu da karakterler de iyi anlamda değişti. Zeynep daha mantıklı biri oldu. Onur saçma hâllerinden sıyrıldı ve onları bu hâlleriyle okumak hoşuma gitti. Olaylar ise öyle bir hâle geldi ki kalan sayfaları nasıl bitirdiğimi anlayamadım. Yaşananları soluksuz okudum ve her bölümle birlikte ben de gerildim. Olayların arkasındaki isimle ilgili yazar bizi öyle şüpheye düşürdü ki en olmayacak kişiler bile bu işi yapabilirmiş gibi geldi. Ve kitabın sonunda esas isim öyle biri çıktı ki şok oldum. Kitabın sonunda bir bomba daha patladı ve bu bombadan sonra karakterler ne yapacak, devam kitabında neler yaşanacak çok merak ediyorum.

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının HikayesiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 202120,4bin okunma

·

53 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Baştankara