.
Dünya üzerinde herhangi bir insanın zekâsını tartışmak, ileriliği geriliği üzerinde fikir yürütmek bence ahmaklık göstergesidir. Hele bir insanın kendini çok zeki, etrafındakileri işe yaramaz, aptal, kendinden aşağı göstermesi, eleştirdiği insanları değil kendini alçaltan bir tutumdur. Yani, bence öyledir !
Kitabı bitirdikten sonra, “Keşke okumasaydım.” demiştim ama biraz düşününce “Yok yok okumam iyi oldu.” dedim. Necip Fazıl hakkında birileri bana, egoist kendini beğenmiş biri deseydi, “Hadi ordan sen de!” der, kâle almazdım. Kendi hayatını kendinden okudum ve kendisi hakkında gerçekten hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.
Şimdi bazı arkadaşlarım, bu yorumuma muhalefet edip “O’nun egoistliği Allah içindir. Devrin şartlarından ötürüdür, kendine saldıranlara karşı direnç göstermedir.” diyebilir.
Peşinen belirtmeliyim ki, hiç de öyle düşünmüyorum. Necip Fazıl’ın sanatçılığı, zekası, yeteneği hakkında hiç kimseden eleştiri okumadım, duymadım diyebilirim.
İnsanız, elbet de sevdiğimiz sevmediğimiz, doğru bulup eğri bulduğumuz taraflar olacaktır, icabında eleştirecek yorumlayacağız ama hiç mi yetenekli insan yoktu? Herkesi bir küçümseme herkesi bir yetersiz görme ..
Nazım Hikmetof’tan tutun da Ziya Gökalp’e, Hamdullah Suphi’den tutun da Yahya Kemal’e .. herkes kötü, hiçbirinin edebiyatçılığı beş para etmez de bir sen mi iyisin?
Olmadı Üstat ! Kişi mütevazı olmalı.
Kendi nasıl zengin bir ailece, ne derece şımartılmış büyütüldüğünü zaten anlatmış. Gerçi hayat bu, herkes eşit şartlarda doğup büyüyemez ama bunun olumsuz etkisi maalesef üstünden gitmemiş.
Ayrıca kafamı kurcalayan bir konu daha var;
Çanakkale Savaşı sırasında bahriye okulunda öğrenciymiş, sağlıkla ilgili askerliğe mani hiçbir durum söz konusu değil, okul bitmeye yakın okuldan ilişiği kesilmiş,', sonra Erzurum’a dayısının yanına gelmiş, ardından İstanbul’a dönmüş. Yani bu süreç 17 – 18 – 20 li yaşlarına tekabül ediyor. Ülkede kurtuluş savaşı yılları, herkes canını dişine takmış canla başla mücadele ediyor. Bizimki sağda solda kendine gelecek kurma peşinde. Acaba niye cepheye katılmamış?
Kitap boyunca da Cumhuriyete, dönemin ileri gelenlerine giydirmeyi ihmal etmiyor. Vallahi babam da olsa kusura bakmasın, sen zengin deden sayesinde güvenli, gayet hoş konaklarda keyif çatarken, dayının yardımıyla Erzurum’dan Kars’a meyve satmaya giderken ben çekirge unundan yapılmış ekmek yiyerek Medine’de Peygamber Efendimiz’in kutsal emanetine sahip çıkmaya çalışıyorsam, o yoklukta imkânsızlıkta üç kıta yedi iklimde canımı sebil edip oluk oluk kanımı akıtıyorsam, fırtına dindiğinde, masaya oturulduğunda senin değil benim dediklerim olur.
Kitabı iyi ki okumuşum, bence siz de okuyun.
23.01.2020 23.00 Erciş
.