"Bugün düşündüğümüz her şey çoktan yazılmış. Öyleyse yeni bir eser üretmek demek yeniden yazmak demektir."
Ocak ayında okuya okuya bir sürü yeniden yazım yapmış olan
Alef kitabını tartıştık.
Alef ilk başta okura uzak duran fakat okuyup göndermelerini çözdükçe kapıları aralayarak büyülü dünyalara yolculuk yapma imkanı sunan bir kitap.
Buluşmaya biraz Borges ve onun yazım tarzı hakkında söyleşerek başladık. İki konu başlığı hakkında uzunca konuştuk. Ki aslında ikisi de tek konu sayılabilir.
" Yazar yazmayı bitirdiği anda eserdeki gücünü yitirir. Eser yayınlandığında artık kamunun malıdır."
" Kitapların anlamı okurdadır. Okurun kendine göre çıkardığı anlam kitabın anlamıdır.
Yani her okur bir yazardır, okur kitabı zihninde yeniden anlamlandırır.
Yani bütün yazarlar tek bir yazardır.
Yani bütün kitaplar tek bir kitaptır.
Tek bir kitap bütün kitaplardır."
Moderatör buraya bir not düşerek
Yeni Hayat kitabının ilhamını buradan almıştır der. 😊
En çok üzerinde konuştuğumuz öyküler Ölümsüzler, Labirentinde Ölen Kral ve Asterion'un Evi oldu.
Meraklı okur Argos - Thebai şehri - İmparator Diocletian ve Ariadne/ Ariadne'in ipi /Thesus /Minotaurus kavramlarını araştırsın. Biz bunları etkinlik içinde mini sorularla konuştuk.
Borges konuşulurken yanında Babil Kulesi ve Babil Kitaplığı da mevzubahis oldu. Ultraismo nedir? Prix Formentor nedir? Don Kişot'un Yazarı Pierre Menard ne üzerinedir? Bunları hep konuştuk.
Borges kadar çok okuyamadığımız için öykülerin bizde eksik kalmasına hayıflandık.
Bir sonraki buluşma için