Nisyan.... Unutmak. Arapça kökenli, insan kelimesinden türemiş; unutuş yahut unutmak anlamlarına gelen bir kelime. Kitap, birer paragraflık kısa bölümlerden oluşuyor. Romanın kahramanı ve anlatıcısı, bilinci gidip gelen ölüm döşeğindeki bir yazar. Düşünceleri ve anımsadıkları da belli bir mantık içermiyor. Sanrı ve sayıklamalardan oluştuğunu düşündüğünüz satırlar sizi sarsıyor… Gülsoy, ölmek üzere olan anlatıcısının zihninden geçenleri kullanıp çoğaltıyor, güçlü metaforlarıyla okuyanın aklını yarım sayfalık metinlere gömüyor. Anıların geri dönmeksizin zihni terk edişini inanılmaz edebi cümle ve metaforlarla anlatıyor. Dili bu kadar iyi ve tam yerinde kullanan bir yazarla karşılaşmak çok keyifli olsa da romanı okurken inanılmaz ürküyorsunuz. Zira yaşlılık ve unutulmazlığın içine yuvarlanış derin acı veriyor size, sarsıyor çarpıyor. Ölüm öncesi son kitap. Ben kendi adıma depsesiif bir ruh haline girdim. Tavsiyem parlak ve güzel bir günortasında ağır ağır usulca okunması olurdu.