Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Gönderi
Ben açıkçası M.Yazıcıoğlu kimdir, bu suikast olayı nedir, arkasında kimler vardır, röportajlarda neler söylenmiş merak edip alıp okumuştum. Havadan yorum yapılması taraftarı olmadığım için herhangi bir düşünceyi savunsakta savunmasakta okumamız, bilgi sahibi olmamız gerektiğini savunanlardanım.
Kitabın adıyla alakası bir kaç sayfa yani demem o ki evet yazar almış bir sürü yerden bir sürü bilgiyi toparlamış ama alakasız olmuş. Alparslan Türkeş'in savunması olan sayfada Yazıcıoğlu ile alakalı tek bir şey yok ama koskocaman resmini koymuş Yazıcıoğlu'nun ne alakaysa! İlk sayfalar istiklal marşı yazılış aşaması ile ilgili sonra Muhsin Yazıcıoğlu'na bağlanmış tamam çok seviyormuş ziyaret ediyormuş deyip güzelce okumaya başlıyoruz. Derken kitabın yarısından çoğu 12 Eylül'de işkence görenlerin -sağ ve sol görüşten bir çok insanın yaşadığı eziyetlerine, anlattığı anılarına yer verilmiş. Son sayfalarda Yazıcıoğlu ile ilgili, kaza- suikast ile ilgili bilgiler var. Özet niteliğinde olmuş detaylı bir kaynak beklemeyin ama kısa olsun derseniz, kısaca bilsem yeterli derseniz o başka... Hala adı yaşayan şahsiyetlerden birisi olduğu için okuyun derim.
Gelelim 12 Eylül meselesine işte kitabın adı bu yada bununla ilgili olsa daha yerinde olurmuş nerdeyse... Neyse gelelim insanların yaşadıkları işkenceleri anlattıkları bölüme, orda ciğerinizi bir köşeye bırakıyorsunuz işte! Sayfa 75'te Muhsin Yazıcıoğlu diyorki: ''Bütün gençlik istismara uğramıştır. Bir zamanlar okullara sığmadık, mahallelere sığmadık, şehirlere sığmadık, Türkiye'ye sığmadık, birbirimizi sığdırmadık. Ama arkasından iki buçuk metrekarelik hücrelere sığdık.
Dışarıda birlikte yaşayamayanlar, hücrelerde birlikte yaşamaya mecbur oldular. Dışarıda birlikte yaşamanın yolunu bulamayanlar, hücrede birlikte yaşamanın yolunu kültürünü geliştirebildiler.
Onun için yeni gençliğe benim tavsiyem, nüansları derinleştirerek farklılığa dönüştürmek ve onları bir çatışma sebebi yapmak yerine, nüanslarımızı zenginlik sayarak, fikirlerimizi, yaşama tarzlarımızı birbirimize dayatmadan, birlikte yaşamanın yolunu bulmak zorundayız.''
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.