Paul Auster ve Haruki Murakami...Bu iki yazarı seviyor muyum sevmiyor muyum bilemiyorum.Hakkında bir türlü karar veremediğim iki yazar ama.İkisinin de kitapları kolay okunuyor, zorlamıyor insanı.Elinize aldığınız da bırakamıyorsunuz, fakat bir olmamışlık var.Sanki popülerlik derdi var iki yazarın da.
Benim kendi düşüncem elbette.
Birçok eleştirmen tarafından Paul Auster'ın başyapıtı olarak nitelendirilmiş Görünmeyen.Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap listesinde de yer alıyor.
Gerçeklik ile kurgu arasındaki çizginin ne kadar belirsiz olduğunu görme açısından ilginçti kitap.Kurgu içinde kurgunun yer alması , farklı anlatıcıların olmasından dolayı deneysel bir metin de diyebiliriz sanırım.
Ensestin bu kadar estetik bir şekilde verilmesi rahatsızlık duygusunu azaltsa da ensest ensest benim için.Ahlaki
açıdan bakmıyorum, her şey insana dair.Yaşamda var olan sanatta da yer almalı.
Adalet eleştirisi de yapıyor Auster kitapta.Gizemle başlayan kitap, gizemle bitiyor.Bu beni asla rahatsız etmez.Yaşamda da her şey açıklığa kavuşmadığı gibi kitaplarda da belirsiz kalabilir.
Düşündürücü bir kitap bu kesin ama başyapıt mı bilemedim.
