Aytmatov’un galiba çoğu eseri novella tarzında kısa ama birçok anlam barındırıyor. Yıllar önce yazarı tanımak için “Beyaz Gemi” adlı eserini okumuş, çok karmaşık bulmuştum. Bu kitabına başlayınca gözüm biraz korkmadı değil ama gayet anlaşılır ve yalın bir dille yazıldığını okuyunca fark ettim.
Peki saydıklarımın dışında, bir kitapta en çok aradığınız şey ne olurdu? Evet tahmin ettiğiniz gibi “duygu” olurdu. İlk okuduğum kitapta olmadığı gibi, bu kitabı da açık söylemek gerekirse duygusuzca okudum. Arka kapakta “töre ve çevre şartlarının insan ilişkileri açısından bir hikâye” olarak bahsediliyor. Hatta öyle ki, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir hikâye olması daha şaşırtıcı. Yine de Seyit’in düşüncelerine, Cemile’nin hamaratlığına, dillere destan güzelliğine ve gözü pekliğine, Danyar’ın diğerlerinden farklı bakış açısına, yiğitliğine şahit olmak için okunabilir.