Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yusuf Özkan Özburun'un haklı vurgusuyla, 'sosyal tank' vazifesi gören cipleri yahut diğer araçları bir değerlendirelim. Kimileri için o araçlar 'olmazsa olmaz'dır. Onlarsız yarım hissederler kendilerini. O ciplerin içinde değillerse, savunmasız kaldıklarını düşünürler.Öyleleri var ki başlarına markalı bir eşarp sarmamışlarsa, ayaklarını markalı ayakkabı kuşatmıyorsa, gömlekleri, kravatları sıradan ve markasızsa çıplak sayarlar kendilerini, açıkta kalmış gibi "üşür"ler. Buradaki sorun lüks ve/ya kaliteli malları kullanmak değil... Öyle olsaydı, her cipe bineni, her marka giyeni töhmet altında bırakırdık. Sorun, o eşya ile sahibi arasındaki ilişki... Mesele, özne olan insanın nesne olan eşyaya nasıl baktığı... Bu ilişkide, 'ben' imizi, 'benimki' üzerinden inşa ediyorsak, "ben"imiz başından yaralı,eksik,özürlü demektir. 'Benim' dediğimiz herhangi bir şeyin 'ben'den eksilmesi, 'ben'i eksiltiyorsa, o 'ben' acınacak bir hâldedir. 'Benim' diyemediğimiz herhangi bir şey yüzünden 'ben'imizi tamamlanmamış görüyorsak, o şeyin sahibi olmasak bile, ona sahip olup da "açık"ını kapatanlar kadar bağımlıyız demektir.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.