Bir romandan da öte adeta bir destandı. Öyle bir anlatımı var ki Yaşar Kemal'in okurken bizzat olayı yaşatıyor size, İnce Memed'i öyle bir benimsiyorsunuz ki sanki oturduğunuz şehrin dağından çıkıp gelecek kapınızı çalacak, sizden un, ekmek, süt isteyecek.