Kayıp Zamanın İzindeYedi kitaplık bir serüvenin ilk ayağını tamamladım.nerdeyse yarım sayfayı kaplayan uzun cümleleri,insana beyin fırtınası yaptıran ordan alıp diğer tarafa çarpan tanımlamaları ve gerçek üstü benzetmeleriyle zorlu bir başlangıç
yaptım diyebilirim.sinirlendiğim ve içinden çıkamadığım bir duygu durumuna teslim olacakken vazgeçmemeyi tercih ettim işte o anda kitaptan keyif almaya başladım.
Kitabın konusundan çok yazarın hayal gücünden etkilendim.yazarın hem bedenen hemde ruhen hasta olduğunu farkettim yazar bu hastalıklı durumunu avantaja cevirip bunu büyülü bir anlatımla okuyucusuna aktarmış.kendisini takdir ettiğimi söylemeliyim daha önce böyle bir etkiye kaptırmamıştım kendimi.
Kitap üç bölümden oluşuyor.ilk bölümde çocukluk dönemini anlatmış.annesinden almak istediği iyi geceler öpücüğü, sabahtan aksama kadar o iyi geceler öpücüğünün hesabını yaptığı kısımlardan oluşuyor.huysuz halayı.Françoise'yi,anne baba ve Combray'i anlatıyor.olaylar Fransız yüksek sosyetesinde geçiyor aileler arasında bir soyluluk muhabbeti var kim üstün kim daha aşağıda diye sınıflandırmışlar.kendimi o insanların arasında hissettim; kanaatim odur ki yüksek sosyeteye girsem iki günde sepetlerler beni :)
İkinci bölümde esas oğlan Swann ve herkesin genel olarak üzerinde uzlaştığı yosma sevgilisi Odette'yle aralarındaki saplantılı ilişkiyi anlatıyor.bu bölüm kitabın lokomotifiydi diyebilirim hic bitmesini istemedim.son bölümde de bizim çocuk, Swann'ın kızına aşık oluyor yine bir çıkmazlar sensiz geçen günlerime lanet olsun geyikleri :) şu çocuğun yüzünü güldüğünü görmezsem gözüm açık gideceğim.
Yeni başlayacak olan arkadaşlarım eğer benim gibi ilk sayfalarda ümitsizliğe düşecek olursanız sakın bırakmayın.gel vazgeç bu işten Süleyman, telef olmasın bunca babayiğit yapamazsın deyip, yolunuzdan çevirmek isteyenlere kulak asmayın.Hayat yürüyene yol verir..
Keyifli okumalar.