Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

438 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler içermektedir!
“Hukuk ilmi hakkında fütursuzca konuştum ve buna hakkım var; fakat bu sözde bilim ile onunla iştigal edenler arasında ayrım yapmazsam haksız davranmış olacağım. Zahmetli ve zorlu bir eğitime kendilerini adayan, bilgi ve belagat yönünden vatandaşların her türlü övgüsüne layık olan hukukçularımız sadece tek bir sitemi hak ediyorlar; o da keyfi kanunlara gösterdikleri aşırı hürmettir.” Yukarıda kitabın önsözünden Pierre-Joseph Proudhon tarafından, Besançon Akademisi Üyelerine gönderilen mektuptan bir bölüm. Son derece muazzam bir tespit. Bu hukuk sisteminin yabanlığına yapılmış en en net göndermedir. Proudhon’un zekasının ve neden “Anarşizm”in babası olarak anıldığının da bence en net resmidir. Ne demişti Anarşizmin Babalarından Mikhail Aleksandroviç Bakunin; “Hukuk iktidarların fahişesidir”. Hukuk sistemleri maalesef dünyanın hiç bir yerinde adaleti sağlamaktan çok, her daim yönetenlerin, aristokratların ve sermaye sahiplerinin çıkarlarını korumak için var olmuştur. Önsözdeki Proudhon’un Mektubu ile devam edelim; “Bundan sonrası, görevi ve amacı hakikati açıklamak olan siz beyefendilere kalmış; halkı eğitmek, halka neyi umut etmesi, neden çekinmesi gerektiğini öğretmek artık size düşüyor. Neyin kendisi için iyi olduğuna dair sağlam bir hükme varmaktan henüz aciz olan halk, pohpohlandığı zaman ayrım gözetmeden kendisine en zıt fikirleri bile alkışlamaktan çekinmez: Ona göre düşüncenin yasaları, olanaklı olan her şeydir. Eskiden halk hekimle büyücüyü birbirinden ayıramazdı, bugün de bilgin ile safsatacıyı ayırmayı beceremiyor. “Her haberi düşünmeden benimseyenler, derleyip toplayanlar, her söylentiyi hak belleyenler, bir yenilik rüzgârı ya da çanıyla, havuzun sesine üşüşen sinekler gibi bir araya toparlanıverirler.” Mektup olmasına rağmen harika tespitler devam ediyor. Halk yığınlarına getirdiği eleştiri, günümüzde maalesef halen aynı durum içerisinde. Anarşizm ne diye sorarsak, düzeni bozmak değil, aksine bozuk düzeni sistematik bir yapıya oturtma doktrinidir. Devletsizlik ve şiddetsizlik, Anarşizmin temel kavramları. Ama yirminci yüzyılın başlarından sonra Anarşizm, şiddetin bir parçası haline geldi. Bunda Anarşizmin bir çok fraksiyona ayrılmasının en büyük etken olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzü kadar onlarca fraksiyon ortaya çıktı ve her bir fraksiyon kendine has bir anlayış belirledi. Bu da haliyle Anarşizmin gerçek doğasını bozdu. Proudhon ve Bakunin gibi önemli düşünürlerin bilimsel metodlar ışığında çizdiği çerçevenin dışına çıkıldı. Bunda aslında, Kapitalist devletlerin Komünizm ve Anarşizmi kendileri için bir tehlike olarak görüp ülkelerinde başlayan Komünist ve Anarşist hareketleri vahşi ve kanlı bir şekilde bastırmaları etkili oldu diyebiliriz. Çünkü Proudhon, kendisine yönelik her türlü fiziki ve sözlü saldırıya kendisinin belirttiği gibi; “biz onları insani yollarla, kalemimiz ve aklımızla yeneceğiz” diyerek karşılık vermişti. Bana göre Anarşizm, ön yargılar bir köşeye bırakılarak anlaşılmaya çalışıldığında, aslında özünde ne kadar mantıklı yollar sunduğunu görebilirsiniz. İnsan elinden çıkan her şey de olduğu gibi Anarşizm’in de elbette ki eksikleri var ama bu üzerinde çalışılarak giderilebilecek eksiklerdir. Bu kitap Anarşizmin temel kavramlarından biri olan Mülkiyetsizlik üzerine yazılmış, son derece sarsıcı ve somut kanıtlarla “Mülkiyet” kavramının insanlar arasında nasıl bir eşitsizliğe yol açtığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Dediğim gibi ön yargılarınızı bir tarafa koyarak okuyun. Bu şekilde kitapta yazılanların aslında ne kadar doğru olduğunu görebilirsiniz. Felsefe okuyun, düşünün, Felsefe ile kalın...
Mülkiyet Nedir?
Mülkiyet Nedir?Pierre-Joseph Proudhon · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019463 okunma
·
100 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.