Gönderi

Yargılama ki, Yargılanmayasın...10.10
““Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin? Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, ‘İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün. “Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.” “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır. Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Babanız'ın, kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi? “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa'nın ve peygamberlerin söylediği budur.” “Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.” “Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanabilir mi? Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız. “Bana, ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye seslenen herkes Göklerin Egemenliği'ne girmeyecek. Ancak göklerdeki Babam'ın isteğini yerine getiren girecektir. O gün birçokları bana diyecek ki, ‘Ya Rab, ya Rab! Biz senin adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinler kovmadık mı? Senin adınla birçok mucize yapmadık mı?’ O zaman ben de onlara açıkça, ‘Sizi hiç tanımadım, uzak durun benden, ey kötülük yapanlar!’ diyeceğim.” “İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.” İsa konuşmasını bitirince, halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.” ‭‭MATTA‬ ‭7:1-9, 11-29‬ ‭TCL02‬‬ “Yarınla övünme, Çünkü ne getireceğini bilemezsin. Seni kendi ağzın değil, başkaları övsün, Kendi dudakların değil, yabancı övsün. Taş ağırdır, kum bir yüktür, Ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır. Öfke zalim, hiddet azgındır, Ama kıskançlığa kim dayanabilir? Açık bir azar, Gizli tutulan sevgiden iyidir. Düşmanın öpücükleri aldatıcıdır, Ama dostun seni iyiliğin için yaralar. Tok insanın canı balı bile çekmez, Aç kişiye en acı şey tatlı gelir. Yuvasından uzak kalan kuş nasılsa, Yurdundan uzak kalan insan da öyledir. Güzel koku ve buhur canı ferahlatır, Dostun verdiği öğüt insana tatlı gelir. Kendi dostunu da babanın dostunu da bırakma Ve felakete uğradığın gün kardeşinin evine gitme; Yakın komşun uzaktaki kardeşten yeğdir. Oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin, Beni ayıplayana yanıt vereyim. İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır, Bönse öne atılır ve zarar görür. Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al; Bir yabancı için yapıyorsa bunu, Giysisini rehin tut. Sabah sabah komşuya verilen gürültülü bir selam Küfür sayılır. Kavgacı kadının dırdırı Yağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir. Böyle bir kadını dizginlemeye kalkmak, Rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir. Demir demiri biler, İnsan da insanı… İncir ağacını budayan meyvesini yer, Efendisine hizmet eden onurlandırılır. Su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa, Yürek de insanın içini yansıtır. Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz, İnsanın gözü de hiç doymaz. Altın ocakta, gümüş potada sınanır, İnsansa aldığı övgüyle sınanır. Ahmağı buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile, Ahmaklığından kurtulmaz. Davarına iyi bak, Sığırlarına dikkat et. Çünkü zenginlik kalıcı değildir Ve taç kuşaktan kuşağa geçmez. Çayır biçilince, yeni çimen çıkınca, Dağlardaki otlar toplanınca, Kuzular seni giydirir, Tekeler tarlanın bedeli olur. Keçilerin sütü yalnız seni değil, Ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.” ‭‭SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ‬ ‭27:1-27‬
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.