Bugüne dek Amin Maalouf'un birçok eserini okudum. Bu açıdan kendisinin gerçek anlamı ile hayranı olduğumu da rahatlıkla söyleyebilirim.
Kendisinden böyle bir eser bekler miydim? Sanırım; hem evet hem hayır. Hem beklemezdim; çok dışında bir eser, hem beklerdim; şaşırtmayı seven bir yazar olduğunu biliyorum.
Öncelikle her kadının okuması gerektiğine inandığım bir roman. Ve her baba adayının da aynı zamanda...
İçeriğinde cinsiyet eşitliğinden tutun, birini gerçekten sevmenin ne demek olduğuna dek ve insanlıkla ilgili geniş perspektifte düşünsel fikir jimnastiği var.
Sevdiklerimizi sahiplik olgusu ile neye çeviriyoruz? Ya da sırf sevdiğimiz için sahipleri miyiz? Aşk bu mudur? Tek seçenek midir? Evlât nedir?