Kalemini bu güzel betikle tanıdığım yazar, gerçekten güzel bir kurguya imza atmış. Varlıklı bir ailenin oğlu olan Tayga, staj için Toroslar'daki bir köye gider. Daha doğrusu iki köyün birbirine uzaktan baktığı ve bir yanın cennet Pınarbaşı Köyü, bir yanın cehennem Susuzkaya Köyü'nün olduğu ve bu ikisini ortadan ayıran bir vadiden oluşan bir yere. . Tayga, diğer iki stajyer ile baraj inşaatında staja başlarla ancak yazgı, 23 yıl önce o gün yazılmıştı. 4 yiğidin ölüşüyle başlamıştı tümü. İşler giderek içinden çıkılmaz bir duruma girerken, diğer yanda da sevda kapıyı tıklatır. Varlıklı bir ailenin tek çocuğunun bilmediği yaşamlara ve olaylara tanık olması süresince geçirdiği değişim hem alt satırlardan okuyucuya küpe takar hem de kurguya tat katar türden. Tayga'nın ailesiyle olan konuşmaları beni güldürdü, yaşadığı güç durumlar beni de coşturdu. Özellikle Şanyu'nun ortaya çıkışı ile olaylar daha da hızlanıyor. Doğaüstü durumların da yaşandığı kurgu, içine çekmeyi iyi biliyor. . Yeryüzüne insan indiğinden beri var olan bir gücün, nasıl da yaşamı, yazgıyı ve yargıyı etkilediğini okurken bildikleriniz üzerinden de yeni pencereler açılıyor. Görülenlerden ötesinin olduğunu, bakmakla görmek arasındaki o ince çizginin önemini bir kez daha anlıyoruz. Diğer bir yandan da toplumsal değerleri, yetişme yöntemlerini birbiriyle kıyaslıyor yazar. Bir yanda çetin diğer yanda kolay koşullarda yetişenlerin de aralarındaki ayrımlarına değiniyor. . Gizem ve gerilim üstünüze doğru gelirken bilinmeyenler üzerine de bilgi iyesi oluyoruz. İnce düşünülmüş, ters köşeli ve akıcı bir kurgu okumak isteyenlere öneririm. Biçemi, bakış açıları, alt satırları... Hepsi güzeldi. Öneririm. Ne mutlu ki fuarda birçok yapıtından altısını birden almıştım yazarın.

Cennet AyracıMehmet Mollaosmanoğlu · Profil Yayıncılık · 2014190 okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.