New York Üçlemesi, yazarın birer sene arayla yazdığı üç hikâyeden oluşuyor. Üçlemeye CAM KENT ile başlıyoruz. William Wilson takma adıyla polisiye kitaplar yazan Daniel Quinn, gece gizemli bir telefon alır. Karşı taraf dedektif Paul Auster'ı aradığını söyler. Quinn o olduğunu belirtir ve Stilmann'ın peşine düşer. İkinci hikâye HAYALETLER. Mavi her günkü gibi bürosuna gider. O gün Beyaz gelir ve Siyah'ı izlemesini ister. Siyah'ın evinin karşısında ev tutulur ve Mavi onu izlemeye başlar. Son hikâye ise KİLİT ODA. Adından da anlaşılacağı üzere ilk iki hikâyenin sonucu. Kilit noktası. Her ne kadar biraz farklı başlasa da sonunda her şey çözümleniyor. O yüzden bu hikâyeden bahsetmeyeceğim. New York Üçlemesi'ni okumak da zor anlamak da anlatmak da. Her hikâye birbirlerine paralel ilerliyor sanki. Ya da farklı kelimelerle anlatılmış aynı hikâyeler. Özellikle ilk iki hikâyede kahramanlarımız gibi karanlığın içinde kayboluyorsunuz. Ben de onlar gibi sorgulamaya başlıyorsunuz. Ben kimim? Belki de hikâyelerinin ortak özelliği: kimlik sorgulaması. Varoluş arayışı... İzleyenler, izlenenler... Ve izleyenleri izleyenler. Anlatmaya, açıklamaya çalışmak boşuna aslında. Mutlaka okuyup kendiniz görmelisiniz kelimelerin gücünü. Son olarak yazar ile tanışmam Kırmızı Defter ile olmuştu. Bu üçlemede sık sık karşıma çıkması çok hoş oldu.

New York ÜçlemesiPaul Auster · Can Yayınları · 20161,130 okunma

·

119 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.