Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Toplum, kadının özgür gelişimini kabul etmeyecekse, toplum yeniden şekillenmelidir." Istırabım daha ne kadar sürecek? Dünya beni ne zaman azat edecek? Adaletin evi nerde? Kaderimi kim yazdı? Söyle ona Söyle ona Söyle ona Dünyada her şey olmak isterdim Ama kadın olmak değil Afgan kadını değil. Bu şiirle başlıyor yaşamayan kadınların "Yaşam hikayeleri". Bu konuyla ilgili çok iyi kitaplar yazılabilir. Ama hiçbiri gerçeklerin yerini veremez. Çünkü olduğu gibi anlatmak mümkün olmaz her şeyi. İsveç'li gazeteci olan Jenny Nordberg, uzun araştırmalar yaparak bu gerçekleri mükemmel bir şekilde sunmuş bize. Afganistan'ın başkenti olan Kabil ve benzer vilayetlerdeki hayatı az çok herkes biliyordur bence. Ama köle halinde yaşayan kadınlar ve onların yaşam mücadelesini merak edenler bu kitabı okusun. Bir erkek olmadan sokağa bile çıkamayan kadınların hikayelerini kendilerinden dinlemek daha farklı çünkü. Azita, Zehra, Şükriye, Nader. Bunları birleştiren ortak kaderleri. Hepsinin hayatı onlar dünyaya geldiği andan itibaren mahvolmuş. Çünkü kız olarak geldiler dünyaya. Bir çok vilayetlerde olduğu gibi onların doğduğu Kabil’de de kız çocuğu istenmeyen evlattır. O ailede erkek çocuk yoksa zaten hayatları cehennemden farksız olacaktır. Sadece köle, hizmetçi gibi faydaları olur belki. Ama koca evine gidene kadar. Bundan sonrası ise yeni kölelik dönemi başlayacaktır. Anne, diğer kadınlar tarafından "kötü bir eş" olarak kabul edilecek. Gelecek sefer erkek çocuk olsun diye durmadan dua eder kadın. Belki bununla az da olsa görevini yerine getirir. #77448235 Bir tek şey o kızların hayatını kurtarabilir. Bacha posh olarak yetiştirilmek. Ya da ailedeki başka bir kızın bunun için seçilmesi. Bacha posh nedir peki? Afganistan ve Pakistan'da uzun yıllardır mevcut olan bir gelenektir bu. Eğer ailede erkek çocuk yoksa kızlardan biri erkek olarak seçilir ve öyle yetiştirilir. Görünüşü, davranışı erkek gibi olan bu kızların erkek olmadığı zaten bilinir. Ama baba için erkek evlat kıymetli olduğundan, bu gerçekliği görmezden gelerek kendini kandırması doğaldır. O zaman belki bir kaç yıl diğerleri tarafından dışlanmadan yaşayabilirler. Peki bir zaman sonra artık kız olduklarını gizlemek mümkün olmadığı zaman ne yapacaklar? Tabii ki bu durumda baba kararıyla "uygun bir koca" seçiliyor ve kız evlendiriliyor. Ama bu yaşa kadar onlar için yaşamak cehennemden farksız oluyor. "Dört kız kardeşinin göğüsleri ve kalçaları gelişirken Nader’in ergenliğinin başlarında Allah’a yakarışları hep düz göğüslü, kalçasız kalmak ve âdet görmemekle ilgiliydi." İşin tuhaf tarafı, erkek olarak yetiştirilmeyen kızlar bile hep öyle davranıyorlar ve ilerleyen zamanlarda ne kadınlara karşı, ne de erkeklere karşı bir şey hissetmiyorlar. Cinsiyetlerini seçme imkanı olsaydı hiç şüphesiz erkek olmak isteyeceklerdi. Çünkü dışarıdaki insanların kızlara nasıl davrandıklarını görüyorlar. Ve onlar gibi yasaklarla, kısıtlamalarla değil serbest yaşamak istiyorlar. Ama bu mümkün olmuyor. Bu kadınların kendileri böyle yaşadığından gelecek çocukları da bu hayatı yaşamaya mahkum olacaktır. Değişmeyen gerçek bu. Kızların erkek gibi büyütülmesi aile için iyi bir şey olsa da, o vilayetlerde çok tehlikeli bir sayılır. Ve cezası da oldukça kötüdür. Afganistan’daki mollaların birçok toplumsal meselede ve insanların yaşamlarını nasıl sürdürmeleri gerektiğine dair kurallarda olduğu gibi Allah’ın bacha posh’la ilgili söylediği bir şey olup olmadığı konusunda da birbirlerinden farklı görüşleri vardır. Öteki cinsiyet gibi giyinmek suç değildir, ama günah olarak görülmesi mümkündür. Bir hadise göre Muhammed peygamber “kadın gibi görünen erkekleri ve erkek gibi görünen kadınlan lanetlemiş, ‘onları evden kovun’ buyurmuştur. Bu durum her ne kadar dindar insanlar için katı bir kural gibi görünse de, söz konusu kendi nüfuzları olunca kolayca çiğneyebiliyorlar onu. Bununla beraber konu ne olursa olsun böyle ülkelerde “iyi bir Müslüman” olmak çok zor. Çünkü neyi yanlış ya da doğru yapmana sen karar veremiyorsun. Başkaları her zaman senin yerine fikir söylüyor zaten. "Yargıyı veren hep izleyicidir." Afganistan'da Taliban'ın iktidarda olduğu 1996-2001 yılları arasında kız çocuklarının eğitim görmesi yasaklandı. Afgan Eğitim Bakanlığı, Taliban'ın güçlü olduğu 11 vilayette 500'den fazla okulun kapandığını açıkladı. Okulların kapatılmasından Taliban sorumlu tutuldu. Kız çocuklarının okula gitmelerinin engellenmesinin yanı sıra televizyon, müzik ve sinema yasaklandı. Kitaptaki olayların çoğu bu dönemdeki yasakları hatırlatıyor ve bu ülkede hala onların mevcut olduğunu görüyoruz. Bu durumda cezaları belirleyenler hakim olarak seçilmiş kişilerdi. Onlar, kocalarına itaat etmeyenleri, yasak olduğu halde çalışanları ve kitaptakiler gibi erkek olarak dolaşanların cezasını veriyorlar, diğerlerinin de bundan ders çıkarmalarını istiyorlardı. İnsanlık dışı olan bu kurallar ve cezaların şimdi mevcut olmadığını söylemek mümkün değil ne yazık ki. Çünkü kadının karar vermesi, kendi kaderini belirlemesi onlar için kabul edilemez bir şeydir. Ne zaman ki kadınlar onlara karşı gelmek isterler hemen karşılık olarak cezalandırılacaklarını bilirler. Ve bu yüzden her şeyi susarak kabul etmek onlar için en iyisi. Kızlarından birini erkek olarak yetiştirdiği için siyasetçi olmayı başaran ve susmayan Azita ülkesi için önemli biri olmayı başarmıştı belki. Ama en küçük yanlışında yine kocasından şiddet görmesi kaçınılmazdı. Ve özgür olmak tam anlamıyla mümkün değildi onun için. İstersen yapabilirsin. - Bir babadan kızına, 1980’lerde İsveç’te bir kayak pisti. Azita’nın babası kendi kızını aslında okumuş biri olarak görmek istiyordu hep. Ve elinden geldiği kadar da onun için mücadele etmişti. Ama ne yazık ki toplum izin vermediği sürece bu mücadele çok uzun süremez. Ve sonuç olarak yine de evlendirilmeye mecbur olan kız "damat adayları" arasından birini seçecektir. "Toplumu değiştiremem. Bir yere saklanamayız. Toplumumuz hasta.” #77542209 Sırf bu yüzden evlenme adı altında cehennem hayatı yaşamaya mahkum edilen kadınlar, büyük bir nefretle sürdürür evliliklerini. Koca olarak değil de bir düşman olarak görürler onu. Kadınların giyim konusundaki kurallarının asıl sebebi nedir peki? Bunun cevabı olarak kendi iradesizliklerini kabul edemeyen kişilerin hep bir bahanesi olur. "Çoğu toplumda saygın bir kadının değişen ölçülerde kapanması bekleniyor. Eğer kapanmazsa saldırıyı davet ediyordur. Erkeklerin fazla ilgisini çeken herhangi bir kadının başı “belaya” girerse bunun tek suçlusu kendisidir." Sırf bunun için öldürülen, tecavüz edilen kadınları suçlamak da doğrudur elbette. "Aslında bir tecavüz kurbanını savuşturmak çok eski, klişe bir girişimdir — kadının üzerinde kışkırtıcı bir şey mi vardı? Eğer öyleyse saldırıya uğradığı için en azından kısmen sorumludur. Erkeklerin kendilerini asla kontrol edemeyen vahşiler oldukları düşüncesi erkeklere büyük bir hakaret olagelmiştir, çünkü çok baskın dürtülere söz geçirebilecek işlevsel bir zihinleri olmadığını ima eder." Böyle hastalıklı düşünceye sahip olan kadın da olsa, erkek de olsa aynı şekilde suçludur. “[Doğum cinsi] Cins bir gerçekliktir; cinsiyet ve özgürlük fikirdir.” Hepsi bu fikirleri nasıl tanımlamayı seçtiğimizle ilgiliydi. Bunu anlamak aslında zor değil. Ama ne yazık ki "özgür fikir" kabul etmeyen insanlar bunu da kabul edemez. Günahların en kötüsü hatta. Öldürmek gerek. Başka çaresi yok. Kurtulmak gerek onlardan. Belki o zaman bu "mükemmel" toplumumuz daha iyi bir hale gelir. Zaten din adamlarının kuralları da gayet güzel. Hiç sorun yok o konuda. Küçük yaşta kız mı evlendiriliyor? Olabilir, gayet güzel. Ne kadar erken evlendirilirse o kadar çabuk alışır. Kocasından şiddet mi görüyor? Suç kendisindedir nasıl olsa, susup otursun. Boşanmak? O asla olmaz işte. Ölse de orada ölecek. 2003 tarihli Afgan yapımı "Osama" filminin adı geçiyor kitapta. Film Afganistan'da Taliban rejimi altında yaşayan ve ailesine destek olmak için erkek kılığına giren Osama isimli bir kız çocuğunun hayatından bahsediyor. 1996 yılında Taliban rejiminin tüm filmleri yasaklamasından sonra tamamı Afganistan'da çekilen ilk çalışmadır hem de. Kitabı bitirdikten sonra izledim filmi. İyi bir film, kitabı okumasanız da izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Kız olduğun halde erkek olarak yaşamaya mecbur kalmak ne kadar da zor bir durum. Bunu hem kitaptaki gerçek hikayelerde, hem de filmde çok iyi anlıyorsunuz. Çok beğendim. İlginizi çeken bir konuysa mutlaka okuyun derim. Keyifli okumalar...
Kabil’in Gizli Kızları
Kabil’in Gizli KızlarıJenny Nordberg · Yapı Kredi Yayınları · 201675 okunma
··
350 görüntüleme
Neşe okurunun profil resmi
Şu incelemeni okuduktan sonra o kadar çok cümle doldu ki içime, yazsam buraya sığmaz. İnsanlık dışı kurallar herkes için ortak olmalıydı; oysa ne kadar hastalıklı düşünce varsa bir o kadar da bu düşüncelere sarılan insan var. Çok güzel yorumlamışsın Röya. Eline sağlık.💕
Röya Abraham okurunun profil resmi
Yazdıklarımın böyle etki yaratmasına sevindim🌹Ben de çok şey yazmak isterdim ama böyle konuda yazmak da zor oluyor. Aynen, o düşüncelere sarılan insanlar yüzünden başkaları hep acı çekiyor.. Değerli yorum için çok teşekkürler❤️
Nur okurunun profil resmi
Bu güzel inceleme için çok teşekkürler, tekrar tekrar okudum, emeğinize sağlık, kitabı hemen listeme aldım
Röya Abraham okurunun profil resmi
Okuduğunuz için ben teşekkür ederim.. Ne güzel, sevindim listeye eklendiği için )
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.