Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tolstoy'un bu -pek bilinmeyen- kitabında 'neden varız' sorusuna ve yaşamın amacına onun yaşam biyografisinde verdiği cevabı ve hiçlikten tekâmüle varan yolculuğunun hikâyesini okuyoruz.. Tolstoy çocukluk ve gençlik yıllarında Tanrıya ve dinlere olan yabancılığının farkına varır, uzun bir 'bocalama'dan sonra aldığı mesafeyi, sonunda felsefi bir temele oturtmuş olarak hikâyelendirir.. O, din ve inançları, her toplumun kendi iç uygulamalarında olduğu gibi bir nevi 'disiplin' eğitimi olan temelde (geleneksel) eğitim metodunun dışında; 'anlama ve anlamlandırma' süzgeçinden geçirdiği felsefî bir bakış açısıyla inceliyor.. Gözlemleri onu (bugün yeni bir inanç sistemi haline gelmiş olan) ''İnsanların büyük kısmı, inanç esaslarıyla hiçbir ortak noktası olmayan, hatta çoğunlukla ona ters düşen ilkelere bağlı olarak yaşıyorlar..'' tespitine getiriyor, ki bu tespiti, onun yaşamın amacını sorgularken 'akla uygunluk'la, 'akla dayalılık' ikileminde ikinci yolu tercihine bir neden oluşturuyor. İçinde bulunduğu toplumun inanç defoları onu başka arayışlara itiyor, ve yolu Hz. Muhammed sözleri ile kesişiyor. Sonra Kuran'ı tanıma süreci ve İslam dini ile olan düşüncelerinin olgunlaştığı günlere geliyoruz. Bu arada, kitabın orjinal adının 'Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Sözleri' olduğunu bilmiyordum. Kitabın yazıldığı, fakat baskı için Rus hükümetinin izin vermediği dönemde (kitabın böyle de bir hikâyesi var, konu kitaptan okunduğunda daha açıklayıcı olur) böyle bir ifadenin yanlış olduğu, Kuran'ın yalnızca Tanrı sözleri olduğu, peygamberin sözlerinin orada olamayacağı dönemin bazı Hintli İslami ileri gelenlerince Tolstoy'a bildirilmiş ve onun izni alınarak ve yasak konuları da aşılabildikten sonra bu ad'la basılmış. (Tolstoy gibi bir dahinin neden böyle bir yanılgıya girdiği kitapta anlatılıyor.) Tolstoy, kitapta din sosyolojisini, toplumların din, dindarlık ve samimiyet ilişkilerini çok iyi etüd etmiş.. (sonuçta bir dahi) Kitap, onun, yaşadığı dönemde gözlemlediği 'toplumların inandıklarını yaşama biçimlerindeki arızalarının' günümüzde daha belirgin olduğunu görebileceğimiz bir çok örnek tespitle dolu. Bir tanesini buradan paylaşmak gerekirse, ''İnsanların büyük bir bölümü, kendisine daha çocuklukta öğretilen inanç öğretisinin kendisinde sanki hiç bozulmadan varlığını devam ettirdiğini zanneder; oysa ki aslında bu öğretiyi, o inancı çoktan kaybetmiştir. Ve o insanlar ki gerçek inançsızlardır; inanç onlar için herhangi bir dünyevi amaca ulaşmak için araç durumundadır.'' Tolstoy'u bu yargıya götüren neden, yaşadığı toplumdaki bürokrasi, siyaset ve din konularında inançların 'hedefe gitmede bir araçtan ibaret olduğu, ve toplumları sömürmenin en kolay yolu oluduğu' tespitidir.. Tanıdık geldi mi? (Empati yaptım ve en çok da burasını sevdim) Tolstoy, kitapta 'benim kurtuluş kapım oldu' dediği Hz. Muhammed'e ait evrensel ahlâk ve vicdan ilkeleriyle ilgili sözlerine de yer vermiş. Onun, İslâm konusunda, Hz. Muhammed sözlerini tanımadan önce, (henüz) gözlemlemediği 'müslümanları' tanıması durumunda ne gibi bir sonuca varacağı konusuna da kafayı takarak 'değerli' bulduğum Tolstoy biyografisini bitiriyorum, İyi okumalar dilerim..
Hazreti Muhammed
Hazreti MuhammedLev Tolstoy · Çalıkuşu Yayınları · 20194,587 okunma
··
51 görüntüleme
N.A okurunun profil resmi
Çok iyi gerçekten👏
merih okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🤝
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.