Fontamara, İtalya’nın yoksul ve tenha bir köyünde yaşamlarını doğayla mücadele ederek sürdüren köylülerin hikâyesini anlatıyor. Devlet, köylülerin hiçbir ihtiyacını umursamasa da faşist rejimin memurları, faturaların ödenme zamanı geldiğinde ellerinde faturalarla kapılarını çalıyor. Köylüler için bu resmi evraklar, değersiz kâğıt parçalarından ibaret olsa da üst üste gelen ve bir türlü ödenmeyen faturalar yüzünden köydeki elektrik ve su kesiliyor. Sorunu çözmek için şehre gitmeye karar veriyorlar. Bu yolculuk, şehir ve sistemin tuhaflıklarına açılan yepyeni bir kapı oluyor onlar için.
Zorlu yaşamları, otoriter rejimleri, sistem içinde sıkışmış insanları anlatan realist hikâyeleri okumayı seven okurların keyif alacağı güzel bir roman.