Üç kitaptan oluşan seri, yazarın gündelik hayatında karşılaştığı sıradan olayları basit çizgilerle ve mizahi bir dille anlatıyor. Türkçeye henüz serinin iki kitap çevrilmiş. Çabuk okunan ve bolca güldüren bir seri.
Çocuk kitabı olmamakla birlikte çocukların da okuyabileceği fakat (bazı esprilerin belli bir yaş düzeyi gerektirmesi nedeniyle) büyükleri daha çok eğlendirecek kitaplar.
Bu aralar ortalıkta amma çok kıllı suratlı erkek var!
Erkeklerin suratları olduğu gibi sakal bıyıkla kaplanınca, aslında neye benzedikleri hiç mi hiç anlaşılmıyor.
Belki de bu yüzden sakal bıyık bırakıyorlar. Neye benzedikleri anlaşılmasın diye.
Bir de yıkanma derdi var.
Çok kıllı olanların yüzlerini yıkaması, sizin benim saçımızı yıkamamız kadar zor bir iş herhalde.
Şimdi, benim merak ettiğim şey şu: Bu kıllı suratlı adamlar yüzlerini ne kadar zamanda bir yıkıyorlar? Bizim gibi sadece haftada bir kere, pazar geceleri mi? Acaba, yüzlerini şampuanla mı yıkıyorlar? Saç kurutma makinesi kullanıyorlar mı? Yüzleri kel olmasın diye saç toniği sürüyorlar mı? Suratlarındaki kılları kestirip düzelttirmek için berbere mi gidiyorlar, yoksa kendileri banyo aynasının karşısında, tırnak makasıyla mı kesiyorlar?
Roald Dahl’ın kitabı, çirkin bir karı kocanın hem birbirine hem de çevrelerindekilere yaptıkları kötülükleri anlatan eğlenceli bir kitap.
Kitap, çocuk edebiyatıyla ilgilenen büyük küçük herkese hitap ediyor.
Bay ve Bayan KılRoald Dahl · Can Çocuk Yayınları · 2013500 okunma
Foucault’nun cinsellik kavramını tarihi bağlamı içerisinde incelediği kitapta cinselliğin felsefi, siyasi ve toplumsal boyutları işlenirken bu üç belirleyici unsurun cinselliğin eyleyeni olan “bireyi” dışarıda bıraktığı anlatılıyor. Foucault’nun incelemesi -çoğunlukla- Avrupa sınırları içinde, Antik Yunanistan etrafında şekilleniyor ve -doğrudan Hristiyanlık içindeki dogmalardan ya da uygulamalardan bahsetmese de- yer yer antik dönemdeki görüşlerle dine dayalı görüşlerin karşılaştırılmasına dayanıyor. Foucault’ya göre, bir toplumda cinsellik üzerine sık sık ya da çok fazla konuşulmasının nedeni, cinselliği özgürleştirmek değil, onu belli bir kurallar bütünü içinde tanımlamak ve bireyin cinsellik eylemini bu çerçevede şekillendirmek. Yazar, antik dönemden modern zamanlara uzanan süreçte, cinselliğin, toplumsal sistemin devamını sağlamak için bir araç olarak görüldüğünü ve bu nedenle “perhiz”, “beden sağlığı” gibi boyutlarıyla değerlendirildiğini, cinselliğin hiçbir zaman salt bir “haz aracı” olarak kabul edilmediğini ifade ediyor. Bu anlayışa göre, evliliğin cinselliği “mülkiyet” altına alan bir kurum olduğunu, cinselliğin toplumsal düzenin yani statükonun sağlanmasına hizmet eden “üreme” dışında bir işlevi olmadığını ortaya koyuyor.
Genel olarak felsefe, düşünce tarihi, özel olarak Foucault’nun düşünce sistemi, tarihsel ve felsefi analizleri hakkında bilgi edinmek isteyen; bugünün cinsellik, cinsiyet kuramları ve akımlarının kökenlerini merak eden okurların ilgi duyabileceği bir kitap.
Foucault, bu kitapta, birey ve toplumların şekillendirilmesini, denetlenmesini, baskılanmasını sağlayan araçlar bütünü olarak gördüğü “sistem”in içindeki “delilik” kavramını tarihsel bağlamı içinde değerlendiriyor. Kitabın temel olarak deliliğin kapsamının aslında toplum tarafından belirlendiğini öne sürdüğünü söyleyebiliriz. Foucault, tarihsel süreçte deliliğin nasıl tanımlandığını kronolojik olarak aktarıyor okura. Tarih içinde bulaşıcı hastalıklar taşıyan, toplumun çoğunluğunun kabul ettiği kuralları (ya da yaşam tarzlarını) benimsemeyen, aykırı olduğu düşünülen fikirlere sahip olan, dinî kurumlara ve öğretilere eleştiriler getiren kişi ya da toplulukların “deli” olarak kabul edildiğini ve bu kişilerin toplumdan uzaklaştırılmak için “kapatıldığını” anlatıyor. Foucault’nun verdiği örnekler -çoğunlukla- Avrupa sınırları içinde kalsa da dünya genelindeki uygulamalar hakkında da bir fikir veriyor; en azından, başka coğrafyalardaki uygulamaları araştırmakla ilgilenenlere bir başlangıç noktası, karşılaştırmak için bir referans sunuyor.
Genel olarak felsefe, düşünce tarihi, özel olarak Foucault’nun düşünce sistemi, tarihsel ve felsefi analizleri hakkında bilgi edinmek isteyen; toplum, toplumsal sistem ve bireyin bunlarla olan ilişkisi üzerine düşünmekten hoşlanan okurların ilgi duyabileceği bir kitap.
Çizgi roman, yeşilliklerin arasındaki bir cesedin içinde yaşayan minik boyutlu kahramanların başlarından geçen birbirleriyle bağlantısız olayları konu ediniyor. Tek başlarına da pek anlamlı olmayan bu olaylar, kopuk ve içi boş bir hikâye okuduğunuz hissini uyandırsa da bu kopukluğun -farklı birçok şekilde- yorumlanabileceğini söyleyebiliriz. Hikâyedeki küçük kahramanların kim olduğu açıkça ortaya konmuyor ama ölü bir bedenin içinde anlamsızca sağa sola koşturan bu karakterlerin, canlıların dünyasından ayrılarak -bildiğimiz manadaki- gerçeklikle bağını koparan ölü bir bedenin parçalara bölünmüş benliği olduğunu düşünebiliriz pekâlâ.
Karanlık Güzel’in çizimleri görüntüleriyle renkli ve güzel, içerikleriyle karanlık bir özellik taşıyor.
Kurgu bütünlüğü olmayan, anlatmak istediğini doğrudan hikâyesiyle değil, dolaylı olarak içeriğiyle aktaran anlatılardan hoşlanan çizgi roman severlerin keyif alabileceği bir kitap.
Karanlık GüzelFabien Vehlmann · ArkaBahçe Yayınları · 201690 okunma