Mine Söğüt, günümüzün Türk yazarları arasında en kasvetli ve en sert yazar bence. Önceki okuduğum kitapların da gerçekten çok güzel toplumsal sorunlara değinmişti. O sorunları hikayeye çok güzel yedirmişti. Okurken hem hikayeyi okuyordum hem de verilmek istenen mesajı çok güzel alıyordum. Önceden okuduğum kitapları bu kadar sevmişken yazara devam etmek istedim. Kitabın adından anlaşılacağı üzere ana karakterimiz Trans bir karakter. Böyle bir karakterin olduğu kitabın Lgbt haftasına gelmesi ise benim için tesadüf oldu... Ancak bu kitap da okurken önceki kitaplardan aldığım zevki alamadım. Farklı cinsel tercihleri olan insanları üzerinden mesajlar vermeye çalışmış. Gayet güzel konu ve kurguda gayet güzel giderken işin içine birden Tanrı, Din ve İnanç üçgenini girdi. Şöyle ki bu üçgeni baz alan çok ağır yazarları okudum. Bu konuda Saramago çok iyidir. Lakin burada kitap da beğenmediğim husus şu üçgenin hikayeye yedirilmemiş olmasıdır. Bahsettiğim konular sürekli hikayeden koparak ön plana çıkarılmış. Yani hikayeden birden kopuyorum ve bir makale okuyorum gibi hissettim kendimi. Bu konu üzerinde hep kalıplaşmış cümleler kurulmuş bu açıkçası beni çok sıktı. Bence bu sebepler hem okurun odaklanmasını engeller hem de kitaptan soğutur diye düşünüyorum. Bu bahsettiğim hususlar dışında yazarın kalemini yine başarılı buldum. Gerçekten yine o tanıdığımız kasvetli Mine Söğüt tarzını çok güzel yansıtmış. Özellikle vermek istediği mesajlar yine gerçekten doğru karakterler ve doğru kurgu üzerinden verilmiş. Ama dediğim o hususlar olmasaydı daha güzel bir kitap olabilirdi diye düşünmekteyim...

Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her ŞeyMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 2019935 okunma

·

74 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İsmail Kulaç