Mark Crick'in iyi bir yazar olduğundan bahsetmeden önce muhteşem bir okuyucu olduğundan bahsetmek gerekiyor.Çünkü kitapta geçen 14 farklı yazarın da eserlerini okuyup böylesine sentezlemek her yazarın yapabileceği bir iş değildir.O başarmış.Kitabı bir solukta,bir bardak çay veya bir bardak kahve eşliğinde göz açıp kapatma süresinde bitiriyorsunuz.Bu kitabı okuduğunda,anlamsız detaylarla ve anlam veremediği betimlemelerle karşılaştığını düşünen insanlar olacaktır.İşte o anlamı verebilmek için kitapta bahsi geçen 'Aşçı' yazarlarımızın daha önce yaptıkları 'Yemekleri' tatmaları gerekiyor.Eğer kitapta bahsi geçen yazarların hayatlarıyla veya eserleriyle içli dışlıysanız farkına varacağınız tek şey ''Gerçekten mutfağa girselerdi,anlatılacak hikayeleri de bunlar olurdu.'' olacak.Çünkü yazarımız muhteşem bir taklitçi,mutfağa soktuğu her yazarın ruhunu-edebiyatını-tarzını yemek tarifleriyle bizlere çok güzel bir şekilde yansıtmayı başarıyor. Dipçe: Demet Evgar'ın başrolünde oynadığı 'Sofra Sırları' filmini bana hatırlatan bir kitap oldu kendileri..