Gönderi

280 syf.
10/10 puan verdi
Ötekinin yüzünde birer suretiz sadece...
Robert Bernasconi harika bir iş çıkarmış dedirtti... Levinas felsefesinin ana dayanağı; aynı düzlemde olması gereken felsefe ile etiğin, modernizm çağında içine düştüğü tezatlar ve birbirlerine karşı düştükleri zıtlıkların giderilmesi üzerine kuruludur. Dünya konjonktüründe modernizm, kapitalist globalleşme/sanayileşme olarak hayat bulduğu için toplum ile kişi arasında ortaya çıkan çatışma hali, insandan topluma, toplumdan insana, insandan insana ve insandan kendine doğru yönelmekte ve ortaya etik-dışılık problemi çıkarmaktadır. Bugün post-modernist düzeni yaşadığımız dünyada henüz modernizm akımı yayılmaya başladığı bir dönemde ‘’hoşgörü’’ ve ‘’tolerans’’ gibi terimler kanalıyla sistemin edindiği maske ile bozulan etiğin üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Levinas bu noktada tüm felsefi altyapısını kurmaktadır. Yabancılaşmayı doğuran bu yaklaşım bugün insanlığın en büyük açmazı haline gelmiştir. Bu noktada Levinas, bu yabancılaşmanın yanında imha edilen geleneği de katarak pragmatist aklın yardımıyla yok edilmiş etiğin felsefi savunsunu yapmaktadır. Farklılık merkezli etik anlayışıyla herkesin karşısındakinden sorumlu olduğu kadar üçüncü kişilerden de sorumlu olduğunu savunarak farklılıkları toplumsal sorunları çözmekte bir yol olarak görür. Etik hakkındaki kuramıyla ve ötekinin yerini farklılıkta yorumlayarak niteliksizleştirilemezliğini savunup, ilksel olana dönüşü savunmaktadır Levinas. Muhafazakar bir ortamda büyüyen Levinas’ın düşünce dünyasına bu durum doğrudan sirayet etmiş ve etik, değer noktasında özcü bir tutum sergilemiştir. Tabi Levinas’tan bahsederken
Edmund Husserl
Edmund Husserl
ve
Martin Heidegger
Martin Heidegger
‘dan bahsetmemek olmaz. Özünde bu iki düşünürden beslenmiştir Levinas. Husserl fenomenolojisi ve Heidegger felsefesi temel kaynak iken Yahudilerin kitabı olan Talmud ise ikinci tür kaynağı olmuştur Levinas’ın. Bu noktada kendisini eleştiriyorum ancak konudan çıkmadan kitap analizine devam edeyim. Levinas, Husserl ve Heidegger’dan ‘’ötekinin felsefesi’’ kavramını türetmiş ve yeni etik felsefesinin özü oluşturmuş oluyordu. Yüz yüze felsefe dediğimiz etki buradan geldiği gibi, ötekinin yüzü de etiğin ve değer anlayışının bir yansıması olmuştur Levinas’ın felsefesinde… Levinas okumalarında baz alınması gereken temel paradigma, öteki/yabancı/başkası terimlerinin anlamlarını tam anlamıyla kavramak olmalıdır. Keza Levinas’ın sırrı burada yatmakta. Çünkü ötekinin yüzünde kendi suretimizi göreceğizdir. Ancak sorulması gereken asıl soru şu oluyor bu durumda; Öteki ile yüz yüze gelindiğinde yaşanacak asimetri bende bir ‘’Ben’’ yaratmayacak mıdır? Levinas aslında bu girişimiyle bir çok felsefi problemi daha da açmaza sokmuştur. Oldukça fazla ontolojik sorunun ortaya çıkmasına neden olan Levinas’ın modernizm karşıtı olup aynı zamanda sistem iyileştirici çizgide seyreden felsefesi bir diğer sorunsal olmuştur Avrupa’da… Levinas okumaları bu noktada 21. Yüzyıl felsefi hareketinin atım noktası olacaktır ancak 21. Yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzereyken Levinas karşıtı görüşlerin ortaya çıkmaması oldukça garip. Dönüp dolaşıp Nietzsche’nin karşı çıkışlarını hatırlamakla yetiniyoruz yine… Bu okumalar değerli. Bu bir sıçrama tahtası olmalıdır insanlık için… İlgilisine tavsiyemdir.
Levinas Okumaları
Levinas OkumalarıRobert Bernasconi · Pinhan Yayıncılık · 20119 okunma
··
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.