Haruki'nin ilk defa bir kitabını okudum. Ve nasıl yorumlasam bilemedim. Öncelikle kitabı çok beğendim ama sonunda beynim yandı diyebilirim. Kafamda sonucu sentezlemem gerekti. Bana göre anlatım izlediğim bir yabancı filmde aradaki diyologları anlamadığım halde sonunda olayı çözmem için bir satırını bile kaçırmamam gereken sahneler gibiydi. Anlatımın çoğunda betimlemeler mevcuttu konu itibariyle Japonya'nın doğal ve tarihinden bahsediliyordu. Eğer Albert Camus'nun yabancı kitabını okuduysa bilirler karakterin kendi kendine konuşur gibi bir anlatımı olduğunu. Haruki'nin anlatımı bana onu anımsattı. Gelelim konusuna; Kahramanımıza Fare diye lakabı olan arkadaşından seneler önce bir mektup gelir ve içinde bir dağın yamacında koyunların otladığı bir doğa manzarası bir fotoğraf gönderir ve işi olan reklam afişinde kullanmasını ister. Sonra çok güçlü statüsü ve mevkisi olan bir patronda bu afişleri ve reklamı iptal etmesini ve o fotoğrafta kahramanımızın hiç dikkatini çekmeyen sırtında yıldız dövmesi olan bir koyunu bulmasını ister. Kahramanımız güçlü patronun yaptırımları karşısında çaresiz kalarak belirlediği süre içinde bu koyunun izini sürmeye başlar. İzleri takip ettikçe bilmediği birçok şey öğrenir ve olaylar tahmin etmediği şekilde gelişir. Sonuna kadar koyundaki hikmetin ne olduğunu merak ederek okudum. En sonundada sorgulama yapmama neden oldu. Sakin bir dedektiflik havası da var azda olsa kitapta. Uzun lafın kısası ben çok beğendim ve herkese de tavsiye ediyorum...