Çok yakın bir zamanda yitirdiğimiz, düşünce gücü konusunda sınırları zorlayan, zengin dili ve üslubuyla varlığımızın derinliklerine inmeyi ve yazdığı kitaplara okuru da dâhil etmeyi ustalıkla başaran bir adam Oruç Aruoba. Hayatı okunduğunda felsefî çalışmaları ve akademik kariyerine, bir çok yerde konuşmacı olarak katıldığı sempozyumlarına; kitaplarına bakıldığında özgün noktalama işaretleri kullanımına, ‘ayaklar takılmadan okunabilecek’ akıcı ve lezzetli üslubuna hayran olmamak elde değil.
Benim için meçhul bir çöl olan felsefeye kitaplarının bir vaha gibi girmesi, ne yazık ki yazarın kaybından sonraki döneme denk düşüyor. Daha önce tanışmadığım için epey hayıflandım.
‘Benlik’ bildiğimiz Aruoba tarzında yazılmış.
Sanki milyonlarca benlikler arasında görünmez iletkenlerle birbirine bağlanmayı sağlamış bir bağ bu.