Milan Kundera'nın merakla okuduğum bu ünlü romanında, birbirinden son derece farklı fakat birbiriyle ilintili dört karakterle inançlar, geleneksellik, varoluşçuluk, aile ve otorite ile olan ilişkileri ve yaşadıkları coğrafyada hayatlarının nasıl bir hal aldığı anlatılmaktadır. İnsanın varolabilmesi için tüm bağlardan kurtulup hafiflemesi gerektiğine inanan yazarın elinde bu karakterlerin hepsi farklı yönde bir hikaye geliştirmiş olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca bir öyküleme dizinine bağlı kalmayıp olayları birbirinden bağımsız anlatışı kendine özgü bir anlatım oluşturmuş ki bunu oldukça beğendim. Sadece bir noktada ufak bir rahatsızlık duydum, o da kitabın birkaç bölümünde olayları ve arkasındaki düşünceleri çok fazla kadın-erkek ilişkisi (ki çok fazla cinsel çağrışımda bulunması sebebiyle) üzerinde sabit anlatması olmuştu. Benim açımdan gördüğüm bu ufak sorunu göz ardı edersek gerçekten kişiler, olgular ve yazıldığı tarihi dönem açısından kaliteli bir eser okuduğumu söyleyebilirim. Okuyacak olan arkadaşlarımın da keyifle okuyacağı düşüncesindeyim.