Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
33 günde okudu
Önce hayatıyla ve savunduğu feminizmle sonra seçtiği ölümle dikkatimi uzun süredir çeken Virginia Woolf’a Mrs. Dalloway kitabıyla merhaba dedim. Okumaya başlamadan önce bir yazım tekniğinin öncüsü olduğunu biliyordum ama bu tekniğin ne olduğunu bilerek araştırmadım. Bakalım kendim bulabilecek miydim? Ama daha ilk paragrafta bu teknik oldukça belirgin bir şekilde kendini hissettiriyordu farketmemek imkansızdı. İsminin “bilinç akımı” tekniği olduğunu öğrenmem ise kitabı bitirince okuduğum incelemeler sayesinde oldu. Peki bu teknik nedir? Kişinin aklından geçen tüm düşüncelere vakıf olabileceğiniz bu teknikte içseslerin hiç biri es geçilmiyor, tıpkı normal bir anımızın, düşüncelerimizin başımıza üşüşmesi, bir şeyi düşünürken farkında olmadan başka bir konuyu düşünmeye dalma halimizin kitaba aktarıldığını düşünün. Sırf kendimizinkiyle başa çıkmak bile yeterince zorlarken kitaptaki tüm kahramanları bu şekilde dinlemek çok yorucu olabiliyor. Elbisen ne kadar yakışmış dedi X. Elbise tamam da o ruj da neyin nesiydi öyle? Ah artık kadınlar moda için ölü gelin makyajı yapıyordu demek. Sahi ölü gelin ne eğlenceli bir filmdi. Eve gidince arşivde var mı bir bakıp tekrar izlemeliydi. Çok teşekkürler dedi Y. Kart zampara yaşı ilerlemesine rağmen hiç uslanmıyordu. Biraz samimi davransa eminim tüm gece yakasını bırakmayacaktı. O yüzden bu kuru teşekkür onun için yeterliydi. Acaba gerçekten elbisesini beğenmiş miydi yoksa laf olsun diye mi öyle demişti? Eski günlerde ona nasıl baktığını hatırlıyordu. Oysa şimdi bu bakışlarda bir donukluk vardı. Z ile belki de aradığı mutluluğu bulmuştu? Haksızlık etmişti belki de kuru teşekkürü ile. Hemen X’i Z ile birlikte öğlen yemeğe davet etmeye karar verdi. Gördünüz ya iki satır diyalog bir paragrafı buluyor bu teknikle. Her duygunun kolayca ifade edilemediği hesaba katıldığında paragrafların uzunluğu ve karmaşıklığı tahmin edilebilir herhalde. Zaten kitapta sadece bir gün anlatılmış. Sabahtan akşama kadar geçen bir zaman diliminde tüm kahramanların düşünceleriyle birlikte geçen koca bir gün. En çok zorlayanlardan biri de Septimus karakteriydi bana göre. Savaş sonrası yaşadığı psikolojik sorunlarıyla başa çıkmaya çalışan Septimusun düşüncelerini okurken ister istemez yazarın kendi yaşamıyla bağdaştırmaya çalışmadan geçemedim. Şimdi anlatırken evet güzel gibi geliyor belki ama düşünce silsilelerindeki geçişlerin belirsizliği ve yoğunluğu son derece yorucu oldu okurken. O kadar uzun bir sürede bitirebildim ki kitabı, bir ara bırakmayı bile düşündüm. Şimdi ise bitirdiğim için mutluyum.
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 20184,644 okunma
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.