Anadolu insanına üşümeyi, başkaları için yaşamayı öğrettiler. "Başkalarını kurtarma derdi olmayan kendisi de kurtulamaz." felsefesini öğrettiler.
Yirmi beş milyonluk bu milletin imanını selamette görürsem cehennemde yanmaya razıyım." sözünü bir çelenk gibi yirminci asrın alnına altın harflerle astılar.
Benim gibi hayalleri köyünün dağları ile sınırlı olan nicelerine: " Aç sineni ummanlar gibi ol, kalmasın dünyada mahzun bir gönül." dediler. "Ateş düştüğü yeri yakar" sözünü değiştirip: "Ateş nereye düşerse düşsün, bizi yakar." anlayışını benimsediler.