Prag'da geçen hikayede karakterimiz Hănt'a, otuz beş yıldır bir mahzende atık kağıt presçisi olarak çalışmaktadır. Kitaplara aşık olan Hănt'a, işini tutkuyla yapar. Preslediği her bir kağıt balyasına ressamların röprodüksiyonlarından ekleyip onları süsleyerek bunu bir törene dönüştürür, çünkü kitapları yok etmek ona sonsuz bir acı verir. Hayatında biranın vazgeçilmez unsur olduğu, zaman zaman çocukluk aşkı Mančinka'nın anılarının eşlik ettiği, kimi bilindik filozofun adının geçtiği hikayede, Hănt'a nın bir hayali vardır: emekliye ayrıldığında pres makinasını satın alıp onu da emekliye ayırmak...
Otobiyografik ögelerin hakim olduğu, önce adı sonra da 'kitap' konulu içeriği ile ilgimi çekince okumaya başladığım Gürültülü Yalnızlık; döneminde yasaklanan yazarın tam da o vakitlerde yazdığı bir kitap. Kitabın farklı bir sonla biten bir başka baskısı daha mevcutmuş. Notos kitap, ilk baskıdaki sonu baz alan çeviriyi bizlerle buluşturmuş, buna kendi adıma sevindim . Monolog şeklinde ilerleyen kitabın yazarı hukuk eğitimi almış olsa da bu mesleği hiç yapmamış. Ve ölümü hala bir muamma; kaza mı, intihar mı ?