Gönderi

175 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Diyet
Çehov’un vişne bahçesi tiyatro oyununu izledikten yıllar sonra okuduğum bu kitabındaki tiyatro metni hali beni çok etkiledi çünkü bambaşka alt metinlerinin olduğunu fark ettim. Öncelikle kitabın adının neden vişne bahçesi olduğunu aklıma takıldı. Şöyle bir düşünelim. Vişne ağaçları ilk baharda çiçek açtıkları zaman bembeyaz ve çok güzel çiçek açan bir ağaçtır. Beyaz, Rusya’nın kendi doğal tabiatının en büyük parçası olan bir renk ve vişne ağacının bu özelliğinden ötürü seçilmiş olması da özellikle düşünerek alınmış bir karar gibi geldi. Vişne bahçesi eserinin sonunda herkezin içine bahçesini terk ederken ilkbaharda yeniden buraya dönmeye kararlaştırmaları ve ilkbaharda vişnenin çiçek açarak her tarafı bembeyaza tekrar çevirmelerine çevirmesine dair hala bir hayallerinin olduğunu görülüyor. Oysaki durumun vehametini anlamamaları ve vişne bahçesini terk edip arkalarında o bahçenin balta darbeleriyle yok oluşunu izlememeleri gerçek anlamda bu bahçeyle bağlarının ne kadar hayalperest bir zeminde pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissettiriyor bize. Temel zemin olarak Rusya’nın çarlık rejiminin yıkılıp yerine köylü bir kökenden gelen burjuvazinin egemen olma mücadelesi belirlenmiş. Çehov, bu dönüşümü inceden inceye işliyor ustaca. Rusya’nın aristokrasi sınıfını temsil eden L. Andreyevna ve ailesi bir romantik hayal ile Paris macerasına atılıp yeniden evlerine dönerler. Bu süreçte iyice yoksullaşıp meteliğe kurşun atacak hale gelirler ancak L. Andreyevna bu durumu farketse de eski alışkanlıklarından uzaklaşamaz ve ailesini zor koşullar altında yaşamaya mecbur bırakır. Hatta uzak teyzesinden borç para isteyecek noktaya gelir ve aldığı borç paraları da yine çarçur eder. Burada gördüğümüz zengin akraba teyze aslında Rusya’nın yıllar boyunca Avrupalı akrabala ülkelerden aldığı borçları da bize hatırlatır. Ayrıca L. Andreyevna ve ailesi o kadar uzun yollardır kölelerinin emeğiyle yaşamaya alışmışlardır ki bu vişne bahçesine sahip olmaya hakları olmamalıdır bundan sonra çünkü kölelik kalkmıştır. Bu vişne bahçesi tembel bir ailenin değil emekçilerin olmalıdır. Olamayacaksa da kesilip anısı bile kalmamalıdır. Bu noktada komünist karakter Trofimov şu sözlerle tokat gibi çarpmaktadır gerçeği yüzlerine: “Şöyle bir düşününüz anya, dedeniz, dedenizin dedesi, atalarınızın tümü de toprak kölelerinin sahibiydiler, canlı insanlara sahiptiler. Vişne bahçesindeki her ağaçtan, her yapraktan, her daldan insan yüzleri bakmıyor mu size? Seslerini duymuyor musunuz? İnsanlara sahip olmak - işte kendinizi, atalarınızı da, işte bu böylesine değiştirmiş ki, ne siz, ne anneniz, ne de dayınız, başkalarının parasıyla yaşamakta olduğunuzu, hiçbir zaman evinizden içeriye sokmadığınız kimselerin sırtından geçindiğinizi idrak edemiyorsunuz... Şimdiki zamanı yaşamak için, önce geçmişin bedelini ödeyerek, ondan kurtulmamız gerektiği o kadar açık ki; geçmişin bedelini ise ancak ıstırapla ödeyebiliriz, ancak durup dinlenmeden, ölesiye çalışmakla ödeyebiliriz. Bunu anlayınız, Anya.” Trofimov karakteri komünistlerin sembolü ve komünist bir rejimin nasıl olacağına dair net bir fikir, yaşanmışlık, öngörü olmadığı için henüz yıllardır öğrenci olarak kalan bir karakter gibi betimlenmiş. Biraz hayalperest bir tarafı var komünizm idealinin eserde. Aşktan öte bir ideal olarak, üst ülkü olarak hissediliyor ama bir yandan da tembel, çalışmayan ve sadece düşünce üreten bir sınıf betimlemesi yapılıyor Trofimov üstünden. Keza Trofimov, eczacı bir babanın orta sınıfa ait bir oğlu olarak dünyaya gelmeseydi düşünce üretmek, ömür boyu öğrenci kalmak gibi bir misyonu takip edebilir miydi? Köylü çocuğu olarak doğup burjuvalaşmış Lopahin karakteri kaba, cahil ve paragöz görünse de şartların zorluklarını yaşayarak mecburen bu duruma evrilmiş aslında. Düşündürücü... Vişne bahçesini terk edenlerden biri olarak Trofimov’un ideale bağlı olup geçmişle, toprakla ve üzerindekilerle ilgilenmediği aşikar. Özgürlük peşinde ama bir o kadar da hiçbir şeyle bağ kurmayıp terk etmeye meyilli. Lopahin karakterinden bahsetmişken kul olan köylü Rusların dönüşüm geçirip burjuva sınıfına geçmiş halinin sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Dönemin şartlarını iyi analiz eden, rasyonel, yoksulluğu görmüş, yıllarca emeğini aristokrasiye hibe etmiş bir ailenin çocuğu olarak güçlü bir karakter. Üretiyor ve aynı zamanda geleceğe dair yatırımları da takip ediyor. Yazlıkçılarla ilgili fikirleri, haşhaş ekmesi, bir yandan da toplumda bir yer edinme çabaları etkileyici. Trofimov karakterinden L. Andreyevna karakterine kadar herkesi parasıyla etkilemeye çalışması, yardım önermesi kökünün olmamasıyla ilgili veya köküyle olan sorunlu bağıyla. Oysaki ne aristokrat kesim ne komünist kesim ona paye veriyor. Küçümseniyor ancak parası için damat kabul edilebiliyor en uzak kıyıdan aileye kabul açısından. Dış kapının mandalı! İlginçtir ki L. Andreyevna Vişne bahçesini satışa sunduğunda Lopahin günlerce bu bahçeyi satmaktansa yazlıkçılara kiraya vermesi için onu ikna etmek için dil döküyor. Sanırım, burjuvazi bile o dönem hala aristokratlara hayran ve bu rejimden başkasına da gönülleri el vermiyor. Oysaki tembel ve sömürgeci aristokrat takımı için bu sözlerin, çabaların, alt(!) sınıfların hiçbiri anlamı yok. “Giden gider ama hayat devam eder!” bakış açısıyla üzülüp devam ediyorlar yollarına. Gözyaşları bile yalandan... Çehov’un çalışkanlığı meşhurken eserinde tüm sınıfların tembelleşmesi ve bencilleşmesi anlatması etkileyici. Hizmetçilerin elleri pamuk gibi olmuşken, mülk sahipleri mülklerini başıboş bırakıp yurtdışında gidip gönül eğlendirirken, düşünen kesim sadece idealler üretip eyleme geçmezken, üretici kesim cebini doldurmanın peşine düşüp ülkesini düşünmeyi unutmuşken Tanrı’nın Ruslara sunduğu uçsuz bucaksız ormanlar ve topraklarla dolu bu diyarın anlamı kalmıyor diye düşünmekte Çehov. Vişne bahçesiyle tek gerçek gönül bağı kurmuş olan kişi ise Firs karakteri ki Rusya’yı temsil ediyor her yönüyle. Yaşlanmış, kulakları duymuyor, anladığı kadarını kabul ediyor, hizmete devam ediyor, vişne bahçesini asla terk etmiyor ve tüm sınıfların unuttuğu temel öz aslında Firs. Herkes gidip vişne bahçesine inen darbeyi görmemeyi tercih ederken o, balta sesini duyduğu anda uzanıp can veriyor. Bir dönem kapanıyor. Geçmiş yitiyor... El birliğiyle... Tiyatrosunu da izlemiş olmama rağmen kitabın yanından bile geçemeyeceğini belirmek isterim. Keyifli okumalar... Martı incelemesi daha sonra eklenecektir.
Martı - Vişne Bahçesi
Martı - Vişne BahçesiAnton Çehov · Cumhuriyet Kitapları · 1998226 okunma
··
162 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.