Özlem hanım detaylı olarak cevaplamış ama ben de kendimce parça parça bir şeyler yazmaya çalışayım.
Okumak mı daha değerli yazmak mı ? Saçma bir soru bence, okur mu değerli yazar mı desek belki- ama o da havada çok fazla. Değer zaten göreceli bir kavram. Senin en değerli varlığın benim için bir hiç olabiliyor mesela. Ama düz bir dünya için konuşursak sayısı az olan her durumda daha değerlidir klasik arz-talep teorisinden. Bu durumda senin dediğin doğru oluyor, yazmak/yazar daha fazla el üstünde tutuluyor haliyle. Sen herkes yazamaz demişsin ama bir şekilde yazıyor artık herkes. Bu da günümüz yazarlarının gittikçe de değer kaybetmesi anlamına geliyor belki:)
Okumak edilgen pasif bir eylem değil aslında o kadar. Mesela ben şu anda Geceyarısı Çocuklarını okuyorum. Her bölüm için gün boyunca internette geziniyorum, her gün başka bir şey öğreniyorum bu sayede. Belki spesifik bir örnek diyeceksin ama ben zaten daha çok öyle kitaplar okumayı seviyorum. Bu yüzden de mesela ECO'yu takip edip onun kitaplarını okuyorum. Beynime hitap ediyor adam bir şekilde. Bir magazin ünlüsünü takip etmek gibi belki evet. Başkası ondan zevk alıyor ben bundan.
Edebiyatta teselli aramak; bir ara bir şey sormuştum hatırlıyor musun? Niye okuruz, niye başladık okumaya. Kitapların elbette diğer bir çok şey gibi (Bilgisayar oyunları, sosyal medya, filmler, diziler vb.) bir kaçış etkisi yarattığı doğru. Ama mesela burası da öyle. Yani depresyondan kaçmak için kitap okumak zorunda değilsin sadece. Daha kolay yollar da var. Peki niye okuyorsun o zaman. Sadece kitap okumak mı yaşatıyor sana bu yeni hayatı?
"Geçmişi anlamadan bugünü anlayamayız" var bir de. Söylenmiş bir çok şey gibi doğru ama gereksiz bence. İnsanların bir çok hatayı ısrarla tekrarlamasını vurgularken tarih öğrenimini de öne çıkarıyor. Benim için "Türk şöförü en asil duyguların insanıdır" gibi bir söz ama. Buna rağmen tarihi seviyorum ben. Ders almak için değil, zevk aldığım için okuyorum ama. Klasikler de öyle, kafama yatan varsa okuyorum yoksa boş veriyorum.
Toparlarsam demek istediğim şey, hiç bir şey kesin değil şu dünyada. Yarın bu yazdıklarımın tamamen zıttını yazabilirim ve o da mantıklı gelebilir ikimize de. O yüzden bu şöyledir , şu şöyledir diye kesin konuşup ahkam kesenlerden uzak durmak en güzeli. Bak, bir arkadaş Anna Karenina incelemesinin altında yazmış öyle değildir, böyledir diye , kaçtım hemen buraya ben:) Okuyor musun? Yazıyor musun ? Zevk alıyor musun? Yeterli bence.