"Hadis toplayıcıları, ilmi usullerle yanyana, ahlâki şartlara da o kadar dikkat ettiler ki, Mekke'yle Buhara arasındaki mesafeyi, tek hadis telâkkisi için, icabında yaya yürüdüler; hadisi bilen adamı tarlasında buldular ve bir de baktılar ki, bu adam, nasılsa boşanmış atını tutmak için boş bir yem torbası kullanmakta... Atına boş yem torbasını gösterip onu kandırmaya çalışmakta...
Bu manzarayı görünce:
- Ben, zaruretle de olsa, atını bile aldatandan hadis telakki etmem.
Hadis nakline ehliyet için insan ruhunda aradıkları doğruluk çilesinin derecesini görüyor musunuz?"