'Komik şapkalı ve komik ayakkabılı adam elinde bastonu sürekli konuşuyor ince uzun siyah bir baston bu yılan gibi kıvrılıp bükülen siyah bir baston hava öylesine sıcak ve ben öylesine bitkinim ki ona karşı çıkamıyorum sözünü kesemiyorum hiç durmamacasına anlattıklarına irdelediklerine saptadıklarına sorduklarına ve benim yerime yanıt verdiklerine istediklerine anıştırdıklarına istediğini sezdirdiklerine direnemiyorum susuş yalnızca uzun bir susuş ona verdiğim tek karşılık niçin bu kıyı kahvesinde rüzgârın bir türlü esmediğini soruyorum kendi kendime ve özlüyorum artık çok uzaklarda kalmış belki de bir daha hiç gelmeyecek erinçli bir akşam serinliğini özlüyorum.' Üzerleri pullu pembe terliklerinin burunlarına bakmaya devam ediyordu.