Gönderi

Raskolnikov kafasındaki "kocakarıyı öldür" düşüncesini def etmek üzereyken sokakta rast geldiği bir konuşma, bu düşünceyi plan haline getirip, Raskolnikov'un kucağına bırakmış ve fitilini yakmıştı. Allah insana fırsat vermesin. Suçun fitili ateşlendikten sonra insanın kendini nasıl kaybedeceğine şahit oluyoruz. İlk şaşkınlığı yerini korkuya bırakmıştı. Hiç beklemediği bir anda, birdenbire ve tümüyle rastlantısal olarak, yarın akşam saat tam yedide, kocakarının kız kardeşi, biricik can yoldaşı Lizaveta’nın evde olmayacağını, böylece de kocakarının büyük olasılıkla evde tek başına olacağını öğrenmiş oldu. Bulunduğu yerden evine birkaç adımlık bir yol kalmıştı. Ölüme yargı giymiş biri gibi girdi odasına. Hiçbir şey düşünmüyordu, düşünecek durumda da değildi. Ama artık ne yargılama, ne irade özgürlüğüne sahip olduğunu, her şeye bütünüyle karar verilmiş bulunduğunu birdenbire ve bütün varlığıyla duydu. Hiç kuşku yok ki, tasarısını uygulamak için yıllarca elverişli bir fırsat kollamış olsaydı bile, aklından geçenleri başarıyla sonuçlandırmak bakımından, şu anda birdenbire karşısına çıkandan daha güvenilir bir fırsat çıkması olanaksızdı. Öldürülmesi tasarlanan falanca kişinin, yarın filan saatte evinde yalnız olacağını, kuşku uyandırabilecek herhangi bir soruşturmayı gerektirmeden, büyük bir kesinlikle ve doğru olarak öğrenebilmek, doğrusu az şey değildi.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.